11. Hukuk Dairesi 2016/8870 E. , 2018/2319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2016 tarih ve 2014/280-2016/28 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, "..." ibareli markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin itirazı üzerine davalının "...." ibareli marka tescil başvurusunun ... tarafından reddedildiğini, davalının ... iptali talepli davasının devam ettiğini, bu dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında davalı markasının müvekkili markası ile iltibas oluşturacağının belirtildiğini, buna rağmen davalının "...O" ibaresini müvekkili ile aynı alanda tescilsiz ve ticari amaçlı kullandığını, davalının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlamayı amaçladığını, müvekkilinin büyük yatırım ve harcama yaptığı "...." markasının ayırt edicilik kazandığının mahkeme kararları ile tespit edildiğini ileri sürerek marka hakkına tecavüz ile haksız rekabetin önlenmesini, ... alan adına erişimin engellenmesini, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin .... web sitesinde kitap, dergi ve benzeri ürünlerin satılmadığını, oyun oynayarak soru çözdürme yöntemiyle çalışmayı eğlence haline getirdiğini, böylece çok farklı bir sistem geliştirerek kendine özgü bir çalışma yapan müvekkilinin farklı bir alanda iştigal ettiğini, müvekkilinin 16.11.2011 tarihinde tescil ettirdiği unvanına bağlı olarak da "...O" ibaresini kullanma hakkının bulunduğunu, ayrıca 2011/07138 sayılı "...O" ibareli marka tescil başvurusu yaptığını, "..." ve "...O" ibarelerinin farklılığı nedeniyle tecavüzün oluşmadığını, "..." kelimesinin kimsenin tekeline verilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının "...O" ibaresini marka olarak tescili talebiyle ..."ye başvurduğu, 2011/07138 sayılı başvurunun davacının itirazı üzerine ... tarafından reddedildiğini, ... kararının iptali istemi ile davalının açtığı dava reddedilmişse de temyiz nedeniyle henüz kesinleşmediği, dava tarihi itibariyle başvurunun henüz işlemde olduğu, marka korumasının başvuru tarihi itibariyle başlayacağı, başvuru kapsamındaki kullanımın yasal zeminde kaldığı, bu halde davalının fiillerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hakkına tecavüz ile haksız rekabetin önlenmesi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı şirketin fiilen kullandığı marka hakkında tescil başvurusu yapıldığı, bu başvuru ... tarafından reddedilmişse de ... iptali davasının halen derdest olduğu, marka korumasının başvuru tarihi itibariyle başlayacağı, başvuru kapsamındaki kullanımın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalıların fiilen kullandığı 2011/07138 sayılı "...O" ibareli marka başvurusunun ... ... tarafından nihai olarak reddi üzerine başvuru sahipleri tarafından açılan davanın reddine dair karar, Dairemizin 2017/562-2018/2299 E.K. sayılı ilamı ile karar düzeltme taleplerinin reddi sonucu 02.04.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemenin gerekçesinde de belirtildiği üzere marka koruması başvuru tarihi itibariyle başlayacaksa da bu korumadan yararlanılabilmesi için başvurunun tescille sonuçlanması gerekmektedir. 2011/07138 sayılı "...." ibareli marka tescil başvurusu ... tarafından reddedildiğinden ve ... iptali talebi ile açılan davanın reddi kararı da Dairemizin karar düzeltme taleplerinin reddi kararı ile kesinleştiğinden anılan başvurunun davalıya markayı kullanma hakkı vermeyeceği nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.