Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16138
Karar No: 2015/2371
Karar Tarihi: 17.02.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/16138 Esas 2015/2371 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/16138 E.  ,  2015/2371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/03/2014
    NUMARASI : 2009/657-2014/117

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 17.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av. V.. T.. geldi. Karşı taraf davalılar vekili Av. M.. Y.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar vekili, dava dilekçesinde: müvekkillerinin oğlu 1999 doğumlu A. A. "ın, 16/09/2009 tarihinde, akşam saat 20,00 sıralarında evlerinin avlusunda iken; davalıların oğlu 1998 doğumlu E. G. isimli çocuk tarafından atılan taşın sol gözüne isabet ettiğini, yaralanma sonucunda müvekkillerinin oğlu Arda"nın sol gözünün kanadığını ve yaralandığını; küçüğün, Aydın Devlet Hastanesine sevkedildiğini, yapılan müdahalede ziyai sonuçlar doğuracak şekilde görme kaybı oluştuğunu, tedavisinin mümkün olmadığını; bu olay nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1434 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma açıldığını, küçük E."ın yaşını doldurmadığından bahisle, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini; davalılardan M.. G.. ile A.. G.."in ev başkanı sıfatıyla sorumlu olduğunu, küçük A."nın bu olay nedeniyle adete hayatının karardığını; bu nedenlerle, müvekkil küçük A. için 30.000,00 TL, anne Şennur için 2.000,00 TL, baba V.. A.. için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 34.000,00 TL manevi tazminat ile küçük A. için 34.000,00 TL müvekkilleri Vedat ve Aynur için 2.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 36.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 16/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, A. için 12.000 TL, Anne Ayşenur için 1.000 TL, Baba Vedat için 1.000 TL olmak üzere, toplam 14.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Dava “Ev başkanının sorumluluğu” na dayanılarak açılmış tazminat davası olup, bu sorumluluğun dayanağını teşkil eden yasal düzenleme 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Aile Hukuku’na ilişkin ikinci kitabında yer almaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun “Sorumluluk” başlığını taşıyan 369. maddesinde aynen; “Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.
    Ev başkanı, ev halkından akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanların kendilerini ya da başkalarını tehlikeye veya zarara düşürmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Zorunluluk hâlinde gerekli önlemlerin alınmasını yetkili makamdan ister.” hükmünü içermektedir.
    Hukuk düzeni, ev başkanını koruyucu ve güvenilir kişi; küçükleri, kısıtlıları, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanları da korunmaya ve gözetime muhtaç kimseler olarak kabul etmiş, söz konusu istisnai düzenlemeye de aile hukukuna ilişkin hükümler arasında özel olarak yer vermiştir. Zira, ev başkanlığı, aile halinde birlikte yaşayanların idare edilmesine, öncelikle aile üyeleri arasında bir düzenin kurulmasına, bunların yararına olarak birliğin korunmasına, hizmet eder. Bununla beraber ev başkanlığı kurumuyla güdülen asıl amaç, gözetime muhtaç aile üyelerine karşı zarara uğramış olan üçüncü kişileri de korumaktır. Yani ev başkanlığı yalnız yetkiler veren bir kurum olmayıp, aynı zamanda görev ve sorumluluklar da yükleyen bir kurumdur.
    Bu nedenledir ki, ev başkanı özen ve gözetim görevini yerine getirmemesinden dolayı üçüncü kişilerin uğradığı zararı tazminle sorumludur ve bu sorumluluk hukuksal nitelikçe kusursuz sorumluluktur. Dolayısıyla, ev başkanının bu sorumluluktan kurtulabilmesi ancak, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle küçüğü gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmesi ile mümkündür.
    Hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli ihtisas Kurulunun 07.01.2013 tarihli Adli Tıp Raporunu tanzim eden kurulda göz hastalıkları uzmanının bulunmaması, sözkonusu raporun, bilimsellikten uzak ve gerçekleri yansıtmayacağı açıktır. Oysa, davaya konu edilen maluliyet ve işgücü kaybı küçük A."nın gözünde meydana gelen yaralanmaya ilişkindir. Göz hastalıkları uzmanının bulunmadığı ve göz uzmanının katılımı olmaksızın hazırlanan raporun, hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
    Bundan ayrı olarak; dosya kapsamında yer alan sağlık raporlarından, Küçük A."nın kaza sonrasında yaralandığı ve tedavi gördüğü de anlaşılmaktadır.
    O halde, mahkemece; davacı vekiline, Küçük A. yönünden talep edilen tedavi giderine yönelik tazminat istemi ayrı ayrı açıklatılarak, tedavi ve yapılacak giderler konusunda uzman doktor bilirkişiden, Küçük A. için yapılması gereken tedavi giderlerine ilişkin rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; (tedavi giderlerinin mutlaka yazılı kanıtlarla kantınlanması gerekmemektedir. Zira, yaralanma nedeniyle yapılacak tedavi için zorunlu giderlerin tespiti ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.) buna ilişkin istemin reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; aralarında göz uzmanınında bulunduğu İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli İhtisas Kurulundan ve Küçük A. için yapılan tedavi giderleri için uzman doktor bilirkişisinden Yargıtay denetimine elverişli raporlar alındıktan sonra sonucu dairesinde Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi