15. Ceza Dairesi 2020/7306 E. , 2020/11859 K.
"İçtihat Metni"
Güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından sanık ..."nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 155/1, 157/1 ve 52/2.(iki kez) maddeleri gereğince 6 ay hapis cezası, 1 yıl hapis cezası ve 1.000,00 Türk lirası (iki kez) adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/04/2012 tarihli ve 2010/536 esas, 2012/433 sayılı kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 28/09/2016 tarihli ve 2014/319 esas, 2016/7158 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi yönündeki talebinin kabulüne ilişkin anılan Mahkemenin 09/12/2016 tarihli ve 2010/536 esas, 2012/433 sayılı ek kararını müteakip, taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması sebebiyle infazın aynen devamına dair Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2017 tarihli ve 2010/536 esas, 2012/433 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2017 tarihli 2017/753 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/06/2020 gün ve 94660652-105-35-21672-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/07/2020 gün ve 2020/56302 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, Mahkemesince dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesini müteakip, uzlaştırmacının müşteki ile sanığın kanuni temsilcilerine ayrı ayrı uzlaştırma teklifinde bulunulduğu, müştekinin kanuni temsilcisinin uzlaşmayı edimli olarak kabul ettiği, sanığın vasisinin güncel adresine iadeli taahhütlü olarak uzlaşma davet mektubu gönderildiği, ancak üç gün içerisinde vasinin uzlaştırmacıya ulaşmadığından bahisle uzlaşma teklifini reddetmiş sayıldığı gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığı hususunun bildirildiğinin anlaşılması karşısında, uzlaşma teklifinin kabul edilmesi hususunun şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu, uzlaşma teklifinin kanuni temsilci tarafından kabulü halinde kabul edilen edimin sanığı bir yükümlülük altına sokacağı, bu halde uzlaşma teklifinin bizzat sanığa yapılması gerektiği cihetle, somut olayda sanığın uzlaştırma teklif formu gönderileceği sırada nerede olduğunun uzlaştırmacı tarafından bir araştırma yapılmak suretiyle tespit edilerek, sanığın cezaevinde olduğunun anlaşılması halinde uzlaşma teklif formunu içeren tebligatın sanığın bulunduğu cezaevi kurumu aracılığıyla bizzat sanığa yapılması gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılama konusu suçun 6763 sayılı Kanun ile uzlaşma kapsamına alınması sebebiyle mahkemece dosyanın uzlaşma işlemlerinin yapılması için uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaştırmacı tarafından müştekilerin bilinen son adresine ve sanığın annesinin adresine sanık adına iadeli taahhütlü posta yolu ile uzlaşma teklif formu çıkarıldığı, müştekilerden birinin teklif formunu aldığı halde cevap vermediği, diğer müştekinin adresinden iade döndüğü, sanığın annesinin ise sanığın cezaevinde olduğu bilgisini vermesi üzerine uzlaştırmacı tarafından uzlaştırma yapılamadığına dair rapor düzenlenerek dosyanın mahkemeye iade edildiği ve mahkemece uzlaşma sağlanamadığından bahisle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, uzlaştırma teklifinin uzlaştırma yönetmeliği hükümleri gözetilerek kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresine tebligat yapılması gerektiği, gözetilmeksizin uzlaşma sağlanamadığından bahisle infazın devamına karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2017 tarihli 2017/753 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, hükümlü, bu suç nedeniyle cezaevine alınmışsa, cezasının infazının durdurulmasına, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.