3. Hukuk Dairesi 2014/9408 E. , 2015/2393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2012/103-2013/266
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Mehmet Berca"nın maliki olduğu taşınmazı satın almak için diğer davalı (aracı) ile imzaladıkları "Alım – Satım Aracılık Sözleşmesi"“ gereğince, 182.000 TL"ye satın almayı kabul ettiğini, 3.000 TL kaparo verdiğini, davalının taşınmazı satmaktan vazgeçtiğini belirterek, 10.000 TL cezai şart ile 3.000 TL kaparo bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalılar cevabında; davacının banka kredisi çıkmadığı için satın almaktan vazgeçtiğini, davacının edimini yerine getirmediğini, güvence bedeli 3.000 TL."nin iadesinin istenemeyeceğini belirterek, %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 3.000 TL yönünden itirazın iptaline, sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle cezai şartın geçersiz olduğundan reddine , %20 icra inkar tazminatı 600 TL"nin davalıdan tahsiline, reddedilen 10.000 TL cezai şart ile ilgili %20 kötüniyet tazminatı 2.000 TL"nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından; davalı M. B. "na ait taşınmazın, diğer davalı (aracı) ile yaptıkları “ Alım – Satım Aracılık Sözleşmesi “ gereğince 182.000 TL ye satılması konusunda harici sözleşme ile anlaştıkları, davacının 3.000 TL Kaparo verdiği, tanık beyanına göre binanın yapım aşamasında ruhsat ile ilgili problemin olması nedeniyle davacının kredi alamaması sonucunda satım akdinin gerçekleşmediği, sözleşmenin 4.maddesinde ise satım işleminden vazgeçen tarafın 10.000 TL cezai şart (cayma akçesi) ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davada, harici satım akdine dayalı olarak ödenen bedelin iadesi ve sözleşme gereğince cezai şartın tahsili talep edilmektedir.
Taşınmaz satış sözleşmesinin devri M.K."nun 705, BK."nın 213. (TBK nın 237.), Tapu Kanununun 26., Noterlik Kanununun 60.maddesi ve HGK.nın 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 Esas, 2000/1704 Karar sayılı kararı gereğince resmi şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Geçersiz sözleşmelerde yer alan cezai şart (cayma akçesi) gibi özel şartlarda geçersiz olduğundan, mahkemece; bu konuda talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazın reddi yerinde değildir.
Ancak, İİK."nun 67. maddesi gereğince; icra inkar tazminatı oranının %40"dan %20 " ye 02.07.2012 tarihinde indirildiği , oysa icra takip tarihinin 26.09.2011 olduğu dikkate alındığında, davacı lehine %40 icra inkar tazminatı miktarına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece; %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değilse de, belirtilen hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 3.bendinde yer alan “3.000 TL."nin % 20"si olan 600 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline” cümlesinin silinerek, yerine “3.000 TL."nin %40"ı olan 1.200 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve ayrıca icra takibinde davacının haksız olduğu kanıtlanamadığından hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “Reddedilen 10.000 TL."nin %20"si 2.000 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin silinmesi suretiyle hükmün HUMK nun 438/VII.maddesi gereğince düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.