Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/4769
Karar No: 2021/2050
Karar Tarihi: 24.02.2021

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/4769 Esas 2021/2050 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2020/4769 E.  ,  2021/2050 K.

    "İçtihat Metni"



    Htps://odatv.com/akp-milletvekilinin-odasinda-intihar-iddiasi-27111925.html adresi ile muhtelif internet sitelerinde yayınlanan haberlerin içeriğine ilgilisi ... vekili tarafından yapılan erişimin engellenmesi talebinin reddine dair Van 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2019 tarihli ve 2019/3976 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Van 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 18/12/2019 tarihli ve 2019/4295 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 27.08.2020 gün ve 2529 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2020 gün ve KYB. 2020/76594 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, mahkemesince başvuruya konu haberlerin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle erişimin engellenmesine yönelik talebin reddine karar verilip, merciince de verilen kararda herhangi bir usul ve yasa hükmüne aykırılık bulunmadığından bahisle yapılan itirazın reddine karar verilmiş ise de,
    5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 9/1. maddesinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.” ve anılan maddenin 3. fıkrasında “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.” şeklindeki düzenlemelere yer verildiği, somut olayda, halen 27. Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi Van Milletvekili olan başvuran ..."ın, TBMM"nde bulunan çalışma odasına...isimli şahsın iş istemek amacıyla geldiği, ancak şahsın kovulması nedeniyle intihar girişiminde bulunduğu şeklinde muhtelif sitelerde yayımlanan paylaşım içeriklerinin başvuranın itibar ve saygınlığı ile kişilik haklarını ihlâl eder mahiyette olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"un "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" başlıklı 9/(1). maddesinin uygulanma şartları;
    - İnternet ortamında yapılan bir yayın olması,
    - İnternet ortamında yapılan yayın içeriğinde, gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların kişilik haklarının ihlal edilmesidir.
    Kişilik Hakları; Özel hukukta kişinin doğumla birlikte kazandığı ve üzerine kişisel gelişimiyle birlikte her geçen gün yeni değerler kattığı kişiliğinin, maddi ve manevi bütünlüğünün, isminin, mesleki kariyerinin, ailesinin ve hatta sosyal çevresinin kişi üzerinde oluşturduğu, kısacası kendini gerçekleştirme yolunda elde ettiği tüm kazanımlarının ve menfaatlerinin, hukuk düzeni tarafından koruma altına alınan yönüdür. Medeni hukuk kapsamında kişilik hakları, kategorik anlamda mutlak haklar içinde yer alan, her zaman varolan, zamanla tükenmeyen, herkese karşı ileri sürülebilen, çoğu zaman kişiye sıkı sıkıya bağlı ve devredilemeyen haklardandır.
    İfade özgürlüğü; insanın dilediği şekil, zaman ve koşulda, herhangi bir baskı, sınırlama veya zorlama altında kalmadan bilgi ve fikir sahibi olma, özgürce düşünme, düşüncelerini baskı altında kalmadan açıklama, muhatabına iletme ve yayma imkanının elinde bulunmasıdır.
    O halde ifade özgürlüğünün temel unsurları;
    - Bilgiye, yorum ve değerlendirmelere, mesaj veya habere özgürce erişebilme,
    - Herhangi bir sınırlama, baskı veya yönlendirme olmaksızın özgürce kanaat ve fikir sahibi olma,
    - Sahip olunan düşünce ve kanaati özgürce açıklayabilme ve yayma imkanının bulunması olarak sayılabilir.
    Basın Özgürlüğü; ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olmak üzere, insanların bilgiye ulaşma ve fikir elde edebilme yönündeki en önemli araçlardan olan basının, yazılı, görsel veya işitsel araçlarla sunduğu ve kamu hizmetini gerçekleştirme yolunda sahip olduğu özgürlüktür. Basın özgürlüğünün var olması demek; başkalarından gelebilecek her türlü müdahaleye ve baskıya karşı sırf toplumu aydınlatmak amacıyla gerçekleştirdiği faaliyetleri sırasında öngörülemeyen bir takım olumsuz durumlarla karşılaşma veya haksız bir yaptırımla cezalandırılma endişesi duymadan, özgürce görevini yerine getirebilmesi demektir.
    Basının, geniş imkanları olan bir organizasyon olması, ona bireylere nazaran daha büyük bir muhatap sayısı (kitlesi) sağlamaktadır. Bu nedenle basının ifade özgürlüğünü kullanırken muhatabı üzerinde yarattığı etkinin boyutları da düşünülerek yaptığı işe bir kamu hizmeti ayrıcalığı tanınmış, bu ayrıcalıkla birlikte bahşedilen güvenilirliği, yapılan işten doğan sorumluluğun da büyük olmasını beraberinde getirmiştir.
    Şüphesiz ifade ve basın özgürlüğü de diğer temel hak ve özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. İfade ve Basın Özgürlüğünün sınırlanması, başta Anayasa ve AİHS"nin 10/2. maddesi olmak üzere uluslararası ve ulusal mevzuatta düzenleme altına alınmıştır.
    Hemen her temel hak ve özgürlük için olduğu gibi ifade özgürlüğünün de sınırlanması açısından genel bir takım kriterlerin her somut olayda ayrı ayrı gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Hukuk tekniği açısından bir temel hak ve özgürlüğün sınırlandırılması için gözetilmesi gereken kriterler;
    - Sınırlamanın kanunla yapılması (yasal bir dayanağı olması),
    - Sınırlamanın meşru bir amaca hizmet etmesi (AİHS"de veya iç hukukta yer alan sınırlama sebeplerinin varlığı),
    - Sınırlamanın demokratik toplum gereklerine uygun olması (demokratik ve bilinçli bir toplumda yapılacak sınırlamanın normal görülmesi ve saygıyla karşılanması)
    - Sınırlamanın ölçülü olmasıdır.
    AİHS"nin 10. maddesinde bir temel hak ve özgürlük olarak kabul edilen ifade özgürlüğünün de sınırsız olmadığı, objektif olarak belirlenmiş istisnai durumlarda sınırlanabileceği öngörülmüştür. AİHS"nin 10/2. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün sınırlama sebepleri;
    - Ulusal güvenliğin, toprak bütünlünün veya kamu güvenliğinin korunması,
    - Kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin engellenmesi,
    - Sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması,
    - Gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması olarak sayılmıştır.
    Kanun yararına bozmaya konu uyuşmazlık bakımından; sınırlanması istenen ifadenin başkalarının şöhret ve haklarını ihlal etmeyecek derecede saygıdeğer olması gerektiği, aksi halde sınırlandırılmasının kaçınılmaz olduğu değerlendirilmektedir.
    Kişilik haklarının ihlal edilip edilmediğine dair 5651 sayılı Kanun"un 9. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargıya başvuru aşamasında, Sulh Ceza Hakimliklerince araştırılması gereken hususlar; sırf başvuruya konu ifadeden hareketle, ilk bakışta kişilik haklarını ihlal eden ifadelerin kullanılıp kullanılmadığı ve kişilik haklarının ihlal edildiği kabul edilebilirse, bu kez de ihlalde başkalarının "ifade ve basın özgürlüğü" gibi bir hukuka uygunluk sebebinin bulunup bulunmadığının ortaya konulmasıdır.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de, Axel Springer & Almanya kararında, ifade özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda, sınırlamanın sözleşmeye uygun olup olmadığının tespiti bakımından;
    - İfadenin genel kamu yararını güden bir tartışmaya katkıda bulunması,
    - İfadede sözü edilen kişinin tanınmışlık derecesi ve aktarılan konu,
    - İfadede adı geçen kişinin daha önceki davranışları,
    - İfadeye konu olan bilgiyi elde etmek için kullanılan yöntem,
    - İfadede aktarılan bilginin doğruluğu, içeriği, biçimi ve etkileri,
    - İfadenin sınırlanması için uygulanan yaptırımın türü, miktarı, ölçülü şekilde kullanılıp kullanılmadığı,
    Yönlerinden değerlendirilmesi gerektiğini öngörmektedir.
    Dairemizin 10.12.2018 tarihli, 2018/6833 E. 2018/13076 K. sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere;
    Siyasetçilerin, basında kendileri hakkında çıkan haberler karşısında; normal insanlardan ve tek işi kamu görevini yerine getirmek olup görevine dair yorum yapma hakkını bile elinde bulundurmayan kamu görevlilerinden farklı olarak, daha üst düzeyde bir anlayışa ve tahammül seviyesine sahip olmalarının bekleneceği, nitekim ellerinde diğer kitlelere nazaran daha etkili ve çeşitli cevap verme imkanlarının bulunduğu gözetilmelidir.
    Kanun yararına bozmaya konu somut uyuşmazlıkta; değişik internet sitelerinde başvuran milletvekilinin TBMM"deki odasında meydana gelen bir intihar girişimi olayıyla ilgili olarak 27-28.11.2019 tarihlerinde yayınlanan haberlerde; milletvekilini ziyarete gelen bir vatandaşın sekreteryasında beklerken iki şişe ilacı yutup, "öleceğim sebebi de sizsiniz" dediği, sekreterin "adam intihar ediyor" şeklinde koridorda bağırarak yardım istediği, sonradan yapılan araştırmada vatandaşın sinirsel bir (sara) hastalığı olduğu ve ilaç kullandığının anlaşıldığı, bazı haberlerde vatandaşın iş bulmak amaçlı olarak ziyarete geldiği, bazı sitelerde ise olumsuz yanıt alması veya milletvekili tarafından kovulması üzerine bu şekilde davrandığının yazılı olduğu görülmektedir.
    Başvuran milletvekilinin, TBMM"de bu konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında, "odada bulunmadığım sırada somut bir hadisenin meydana geldiğini öğrenmiş bulunmaktayım" şeklinde beyanatta bulunduğu, olayın internet haberlerinde yer alması üzerine yaptığı başvuruda ise; haberlerin gerçek dışı olduğunu, iftira mahiyetindeki haberlerde kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla erişimin engellenmesini talep ettiği, Sulh Ceza Hakimliğince talebin haberlerin basın özgürlüğü çerçevesinde kaldığından bahisle talebin reddedildiği, itirazın da merci tarafından reddine karar verildiği görülmektedir.
    Yukarıda yazılı mevzuat, doktrin ve emsal yargı kararları ışığında yapılan değerlendirmede;
    - 5651 sayılı Kanun"un 9. maddesinde, internet ortamında yapılan yayınların sadece kişilik haklarının ihlali söz konusu olduğu durumlarda erişime engellenmesinin mümkün olacağı, somut olayların gerçek dışı veya çarpıtılarak aktarılması durumunda bu yola başvurulamayacağı,

    - İnternet ortamında yapılan gerçek dışı yayınların hukuka aykırı biçimde, somut gerçeklikten koparılması kişilik haklarını zedeleyici sonuçlara yol açacak ise bu kez yukarıdaki kriterlerin incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekeceği,
    - Somut uyuşmazlık bakımından, talebe konu internet yayınlarında, milletvekilinin kişilik haklarını ihlal edici mahiyette ifadelere yer verilmediğinin açık olduğu, aktarılan bilgilerin milletvekili tarafından sonradan yapılan basın açıklamasında bahsedildiği üzere somut bir olaya dayalı olarak açıklandığı, yapılan yayınların toplumun haber alma hakkı ve dolayısıyla ifade ve basın özgürlüğü sınırları içinde kaldığı, bu hususta Sulh Ceza Hakimliğince verilen talebin reddine dair kararın isabetli olduğu anlaşılmakla,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yukarıda sözü edilen nedenlerle yerinde görülmediğinden REDDİNE, 24.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi