3. Hukuk Dairesi 2014/16081 E. , 2015/2437 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TOKAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2014
NUMARASI : 2013/349-2014/315
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, hükmün duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 17.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. M.. Ö.. geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili belediyenin su abonesi olan davalı şirketin, aylık olarak gönderilen su tüketim ihbarnameleri ile bildirilen tüketim bedellerini ödemediğini, ihbarnamelerde tüketim bedelleri ödenmeyen aylara ait gecikme bedelinin de belirtildiğini, bu nedenlerle başlatılan takibe ise davalı şirket tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; takip talebinde borcun su aboneliğinden kaynaklandığının belirtilmediğini, ancak dava dilekçesinde borcun su aboneliğinden kaynaklandığı ileri sürülerek iddianın genişletildiğini, bu duruma mavafakat etmediklerini, ayrıca ödeme emrinden önce taraflarına su tüketim faturası gönderilmediği gibi takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faiz toplamına faiz yürütülmesi talep edilmek suretiyle faize faiz yürütüldüğünü savunarak, davanın reddini ve davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece; mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan rapor esas alınarak davanın kısmen kabulüne, takibin 29.545,93 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 3.200,81 TL yasal faiz olmak üzere toplam 32.746,74 TL üzerinden devamına, asıl alacağın %20" si üzerinden hesaplanan 5.909,18 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
HMK"nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınması zorunludur. Buna göre, seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda ise; raporu hükme esas alınan bilirkişi konunun uzmanı değildir. Ayrıca, uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan; davacı belediyece uygulanmakta olan su tarifeleri (ve varsa su abonelikleri hakkında encümen vb. yetkili organlarca alınan tüm kararlar), abonelik sözleşmesinin aslı, su tüketim faturalarını gösterir ihbarnameler mahkemece dosya içerisine getirtilmeden, bilirkişi incelemesi yaptırılmış olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Bundan ayrı, dava dosyası içerisinde sureti yer alan abonelik sözleşmesinin 6. maddesinde; “Abone, yönetmelik ve tarifelere göre adına tahakkuk ettirilen su bedelini süresinde ödemekle mükelleftir. Borcunu süresinde ödemeyen abonenin suyu kesilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca, davacı belediyenin su bedelini süresinde ödemediğini ileri sürdüğü davalı abonesinin suyunu kesmemesi şeklinde tezahür eden eyleminin, davacı belediye yönünden müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağı ve bu nedenle işlemiş faiz konusunda indirim yapılıp yapılmayacağı hususunda, mahkemece bir değerlendirme yapılmaması da doğru görülmemiştir.
Bunlarla birlikte, davaya konu takip talebinde, 29.545,93 TL su borcu ve 8.355,88 TL işlemiş faizden oluşan toplam 37.901,81 TL asıl alacağa, TBK. nun 121/son (BK. nun 104/son) maddesi hükmüne aykırı olarak faiz yürütülmesi talep edilmiştir. Mahkemece, kanuna aykırı olan bu talep gözetilmeden, faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde takibin 29.545,93 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 3.200,81 TL yasal faiz olmak üzere toplam 32.746,74 TL üzerinden devamına karar verilmiş olması da doğru değildir.
Öte yandan, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun, karar tarihinden sonra davalı tarafa tebliğ edilmiş olması da usul ve yasaya aykırı ise de, yukarıda açıklanan bozma sebepleri gözetilerek bu husus bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, öncelikle uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan belgeler davacı belediyeden getirtildikten sonra, dosya makine mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınmalı, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davacı belediyenin müterafik kusurunun olup olmadığının belirlenmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.