Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11791
Karar No: 2018/10668
Karar Tarihi: 28.05.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/11791 Esas 2018/10668 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/11791 E.  ,  2018/10668 K.

    "İçtihat Metni"

    ...
    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedelin tahsili isteklerine ilişkindir.
    Davacı, dava dışı yeğeni....vekil tayin ettiğini, satış yetkisini de içeren vekâletname kullanılarak çekişme konusu 249 parsel sayılı taşınmazdaki maliki olduğu 1/2 payının bilgisi ve rızası dışında, vekil ....’ın babası ve kendisinin de kardeşi olan davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiğini, kendisine bir bedel ödenmediğini, temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak yapıldığını, vekil .....ile davalının el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa rayiç bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının taşınmazını satması için ...... vekaletname verdiğini, çekişme konusu taşınmazın davacının iradesine uygun olarak, daha önce davacıya verdiği borçların karşılığı olarak temlikinin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının iddialarının ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 249 parsel sayılı 4.564,00 m² kargir ev, iki kerpiç ev, kargir dam ve tarla vasıflı taşınmazda sahip olduğu 1/2 payın tamamının 19.01.2010 tarihli, taşınmazdaki paylarının davalı ...’e satılması için özel yetki içeren vekaletnameye istinaden vekili.... tarafından davalı ...’e 09.04.2012 tarihinde satış yolu ile temlik edildiği, davalı ...’in vekil ......’ın babası olduğu, davacı ...’in de kardeşi olduğu anlaşılmaktadır.

    ./..



    6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK"nin 504/1). Sözleşmede vekâletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekâlet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekâlet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa, bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi gereğince davacının iddialarını ispat etmesi gerekmektedir.
    Somut olaya gelince, toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile davacı tarafça temlikin vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılarak yapıldığı iddiası kanıtlanamamış olup, vekil tarafından yapılan temlikin davacının iradesine uygun olduğu sonucuna varılmaktadır.


    ../...




    Hâl böyle olunca, vekil satış bedelini davacıya ödememiş ise davacının vekil aleyhine dava açabileceği de gözetilerek davacının tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
























    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi