Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11804
Karar No: 2018/10669
Karar Tarihi: 28.05.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/11804 Esas 2018/10669 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/11804 E.  ,  2018/10669 K.

    "İçtihat Metni"

    .....
    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil bedelin tahsili davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davanın davalıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-


    Asıl ve birleştirilen davada davacı, davalı oğlu ...’ün tehdit ve baskı ile kendisinden vekaletname aldığını ve bu vekaletenameyi kullanarak maliki olduğu 62 parsel sayılı taşınmazda yer alan 2.kat 12 nolu bağımsız bölümü diğer davalı ...’ya devrettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde olduklarını, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali- tescil, olmazsa bedelin tahsili isteğinde bulunmuştur.
    Davalı ..., davacının oğluna verdiği vekaletnameye güvenerek taşınmazı satın aldığını, iyi niyetli olduğunu, davalı ..., kayınbiraderi .... ile birlikte 2006 yılında babası.........’e arsa alması için 20.000,00 TL para ödediklerini, babasının bu arsayı alıp davacı annesi ... adına tescil ettirdiğini, .....’nın ödediği paraya karşılık alınan taşınmazı kendisine devredilmesini istemesine rağmen babasının taşınmazın temlikini yaptırmadığını, annesinin bu durumdan rahatsız olması üzerine kendi isteği ile taşınmazın temliki için vekaletname verdiğini, taşınmazı ...’ya 95.000,00 TL bedelle sattığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    ./..






    Mahkemece ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının ..... 9. Noterliğinin 26.06.2013 tarih ve 7760 yevmiye nolu İstanbul ili sınırları içerisinde taşınmaz alım ve satım yetkilerini içeren vekaletname ile davalı oğlu Yüksel’i vekil tayin ettiği, davacının maliki olduğu çekişme konusu 62 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2.kat 12 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün davalı vekil Yüksel tarafından 28.06.2013 tarihinde kayınbiraderi olan diğer davalı ...’ya satış suretiyle temlik edildiği, davacının silah zoru ile elinden vekaletname alındığı iddiası ile şikayette bulunduğu, yapılan soruşturma sonucu ..... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/24151 soruşturma nolu dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK"nin 504/1). Sözleşmede vekâletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekâlet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekâlet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.


    ./..




    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince; davalı ..., bir başka taşınmaz alımı için babasına borç para verdiğini,bu borcun ödenmediğini,bu nedenle kendisinin de başka kişilere borçlandığını, davacı annesi tarafından çekişme konusu bağımsız bölümü satıp borçlarını ödemesi için iradi olarak vekil tayin edildiğini, dinlenen davacı tanıkları vekaletnamenin silah zoru ile alındığını bildirmiş iseler de; davacı tarafından yapılan şikayet üzerine kovuşturmaya yer olmadığı kararı karşısında bu beyanlara itibar edilmemiştir. Davalı tanıkları ise davacının; “oğlum daireyi sat, zararını karşıla “ ifadesi ile birlikte davalı ...’in vekil tayin edildiğini bildirmişlerdir. Nitekim, 30.06.2013 tarihli beyan başlıklı belge ile, diğer bir beyan başlıklı tarihsiz belge içeriğinden davacının ( her iki belgedeki imzaya davacı tarafından itiraz edilmemiştir) çekişmeli bağımsız bölümü satıp borçlarını ödemesi için iradi olarak davalı oğlu Yüksel’i vekil tayin ettiği, onun tarafından da satılarak borçlarının ödendiği hususları doğrulanmaktadır. Bu açıklamalar karşısında vekaletnamenin zorla alındığı ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hâl böyle olunca, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi