1. Hukuk Dairesi 2015/11749 E. , 2018/10670 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı ...’a yönelik davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve Davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 38,17,127 parsel sayılı taşınmazlarını, kendisine ölünceye kadar bakması, taşınmazlara sahip çıkması,bu taşınmazlardan birinin üzerine ev yapıp kredi temin etmesi, ölümünden sonra da taşınmazları mirasçılarına devretmesi şartı ile davalılardan damadı ...’a temlik ettiğini, bu temlik karşılığı bedel ödenmediğini, davalının ise hileli olarak temlik aldığı taşınmazları diğer davalı ...’a devrettiğini, davalıların kötü niyetli olup birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında taşınmazların ....a temlik edilmesi üzerine 30.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasındaki beyanlarında tapu siciline güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazları davacının, eşinden mal kaçırmak amacı ile davalı ...’a devrettiği ancak, diğer davalı ...’ın kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 7.000,00 TL’nin davalı ...’tan tahsiline, ...’a yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
../...
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 107 ada 17 parsel sayılı, 7.562,10 m2 bahçe, 109 ada 127 parsel sayılı 3.169,40 m2 bağ, 114 ada 38 parsel sayılı 562,75 m2 bağ vasıflı taşınmazların tamamını bizzat 24.06.2010 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, ...’ın da 8.07.2010 tarihinde davalı ...’a yine satış suretiyle devrettiği, dava tarihinden sonra taşınmazların davalı ... tarafından dava dışı ..... satış suretiyle aktarıldığı, dava tarihinden sonra yapılan bu temlik nedeni ile davacının HMK’nın 125. maddesi gereğince davasını davalılara yönelik tazminat davası olarak sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olaya gelince; davacı hile hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açmış, ancak dinlenen davacı tanıkları taşınmazları davacının, damadı olan davalı ...’a ikinci eşinden mal kaçırmak amacı ile temlik ettiğini bildirmişlerdir.Bu durumda davacı tarafça hile iddiasının kanıtlandığı söylenemez.
Hâl böyle olunca, hile iddiasının kanıtlanmadığı gözetilerek davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir...”
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davalı ...’ın yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.