20. Hukuk Dairesi 2015/16879 E. , 2017/5181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2008 yılında yapılan kadastro sırasında, ... ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada 1 parsel sayılı 3.075.209,76 m² yüzölçümündeki taşınmaz orman vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... 17/06/2011 havale tarihli dilekçesi ile, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve tapu kaydına dayanarak, tapulu taşınmazının bir bölümünün orman yapıldığı iddiasıyla, bu bölüme ilişkin tapunun iptali ile kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 05/02/2014 tarihli fen bilirkişi raporlarına ekli krokide (A) harfli kısmın tapu kaydının iptali ile aynı ada son parsel numarasından sonra yeni bir parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 26/05/2015 gün 2014/10569-4710 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda, parsel numarası da belirtilmeden davanın kısmen kabul ve kısmen reddine denilmekle yetinildiği, kabul ve reddedilen kısımların taşınmazın hangi bölümleri olduğu ve hangi alanın tapuya tesciline karar verildiği açıklanmadan karar verildiği ve gerekçeli kararda ise yine parsel numarası belirtilmeden taşınmazın (A) kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 05/02/2014 tarihli fen bilirkişi raporlarına ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 7.432,44m2lik kısmının tapu kaydının iptali ile aynı ada son parsel numarasından sonra yeni bir parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosunun iptali ile tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 02/12/2008 - 02/01/2009 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı
Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı gerçek kişinin davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olduğu halde, yaptığı yargılama giderlerinin kabul-red oranı gözetilmeksizin tamamının davalılardan tahsiline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Ancak, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Davacı tarafından sarf olunan 1.570,30-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranı gözetilerek 1.000,00TL sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3.maddesi atfıyla HUMK"nun 438/7 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi.