3. Hukuk Dairesi 2015/933 E. , 2015/2525 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2014
NUMARASI : 2014/18-2014/165
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin açtığı ihaleyi kazanan dava dışı şirketin, davalı şirkete 400.000,00 TL bedelli teminat mektubu verdiğini, müvekkilinin, davalı şirkete verilen teminat mektubuna kefil olduğunu, dava dışı şirketin davalı şirkete karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine davalı şirketin sözleşmeyi feshederek teminat mektubunu nakde çevirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin teminat mektubu bedeli olan 400.000,00 TL"yi dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığını, dava dışı şirketle yapılan görüşmelerde, dava dışı şirketin, davalı şirkete borcunun teminat miktarının çok altında olduğunu öğrendiklerini, dava dışı şirketin ödemesi gereken ile teminat miktarının nakde çevrilmesi sonucu müvekkilinden tahsil edilen miktar arasındaki fark kadar davalı şirketin müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, 10.000,00 TL"nin ödeme tarihi olan 29.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketle, dava dışı .......... A.Ş. arasında Temizlik Hizmetleri Sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine 31.07.2013 tarihinde sözleşmenin ve ticari ilişkinin sona erdirildiğini, teminat mektubunun paraya çevrildiğini, teminat mektubuna dair ilişkinin davacı ile banka ve dava dışı şirket arasında olduğunu, davacının bankaya yaptığı ödemeden dava dışı şirketin yararlandığını, davacının ancak kontrgaranti verdiği dava dışı şirkete karşı rücu davası açabileceğini, davacıyla müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın, nakde çevrilen ve davacının kefil sıfatı ile ödemek zorunda kaldığı banka teminat mektubundan kaynaklandığı, davacının gerçek kişi olduğu, davanın tarafları arasında ticari ilişki bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girmediği bu nedenle davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı şirketle dava dışı şirket arasında akdedilen hizmet sözleşmesi gereğince davalı şirkete verilen ve davacının kefil olduğu teminat mektubunun paraya çevrilmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davaya bakmaya hangi mahkemenin görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK"nın 3. maddesinde, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu, 4. maddesinde, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari davalardan olduğu, 5. maddesinde ise, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.
Bu bağlamda temyize konu uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için davanın tarafları arasındaki ilişkinin tahlil edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı; teminat alacaklısı davalı şirketin, teminat borçlusu dava dışı şirketten, teminat miktarından daha az alacaklı olmasına rağmen, teminat mektubunda belirtilen paranın tamamı olan 400.000,00 TL"nin kendisinden tahsil edilmiş olması nedeniyle, alacaklı olunan meblağ ile kendisinden tahsil edilen meblağ arasındaki fark kadar aleyhine sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek, fazla tahsil edilen paranın iadesi için eldeki davayı açmıştır.
Temel ilişkinin tarafı olan her iki şirket de tacirdir. Bu iki şirketin aralarındaki ilişki ticari niteliktedir. Davaya konu teminat mektubunun verildiği sözleşmenin, taraflarının tacir olması ve aralarındaki ilişkinin ticari nitelik taşımasından dolayı söz konusu teminat mektubunun karşı garantörü (kontrgaranı) olduğunu iddia eden davacının gerçek kişi olması bu ilişkiyi ticari olmaktan çıkarmaz. Davaya, Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılmalıdır.
Hal böyle olunca mahkemece; işin esasına girilip, hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yerinde olmayan gerekçelerle görevli mahkemenin tayininde hata yapılarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.