3. Hukuk Dairesi 2015/616 E. , 2015/2527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2014
NUMARASI : 2013/906-2014/51
Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 1996 yılında boşandıklarını, müşterek çocukları Fatma Saniye"nin velayetinin kendisine verildiğini, boşanma ilamıyla çocuk için aylık 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafaka miktarının en son 300,00 TL"ye çıkarıldığını, geçen zamanda çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını, okula servisle gittiğini, ayrıca dershaneye de gittiğini, obezite tedavisi görmesi nedeniyle beslenme giderlerinin fazla olduğunu, mevcut nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek, aylık 300,00 TL olarak ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 600,00 TL"ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; polis olduğunu, yeniden evlendiğini, 4 çocuğunun daha olduğunu, çocuklarından birinin özürlü olduğunu, tedavi gördüğünü, davacıya aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuğa aylık 300,00 TL iştirak nafakası olmak üzere toplam aylık 500,00 TL nafaka ödediğini, eldeki davada talep edilen nafakayı ödeyecek maddi gücünün bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini, mahkemece artırıma karar verilecek ise nafakanın enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının aylık 50,00 TL artırımla 350,00 TL"ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; iştirak nafakasının aylık 50,00 TL artırımının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır.
TMK"nın 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.Mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir.
Boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşam şeklide dikkate alınır.
Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Her ne kadar, nafakanın takdirinde; davalı babanın hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 14.06.1996 tarihinde kesinleşen ilamla boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakıldığı, davacı annenin en son 17.10.2011 tarihinde nafakanın artırılması için dava açtığı, 05.06.2012 tarihli ilamla nafakanın 150,00 TL daha artırılarak 300,00 TL"ye yükseltildiği, ilamın taraflarca temyiz edilmeksizin 25.07.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının 12.11.2013 günü eldeki artırım davasını açtığı, davacının ev hanımı olduğu, davalıdan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası aldığı ayrıca babasından dolayı 770,00 TL yetim aylığı aldığı, başkaca bir gelirinin bulunmadığı, müşterek çocuğun 15.08.1996 doğumlu olduğu, devlet okulunda okuduğu, dershaneye gittiği, obezite tedavisi gördüğü, davalı babanın ise polis olduğu, aylık 3.000,00 TL gelirinin bulunduğu, yeniden evlendiği, ikinci evliliğinden 4 çocuğunun daha olduğu anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere, iştirak nafakasının en son artırıldığı 17.10.2011 tarihinden, eldeki artırım davasının açıldığı 12.11.2013 tarihi arasında 2 yıl geçtiği, bu süre içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değiştiği, müşterek çocuğun yaşının büyüdüğü, ihtiyaçlarının ve eğitim giderlerinin doğal olarak arttığı, paranın alım gücünün azaldığı açıktır.
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakaların niteliği, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları nazara alınarak, TMK"nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun şekilde daha fazla artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yalnızca aylık 50,00 TL artırıma karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; çocuğun yaşı, okul ve sağlık durumu ile zorunlu ihtiyaçları, özellikle velayet kendisinde bulunan annenin de nafakaya ihtiyaç duyduğu hususu dikkate alınarak "hakkaniyete" uygun oranda daha yüksek bir miktar artırıma karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.