Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18002
Karar No: 2017/835
Karar Tarihi: 08.02.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18002 Esas 2017/835 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle davalıya karşı dava açmıştır. Davacı iddiasına göre, davalıya ait bir taşınmazın 17/100 hissesini satın almış ancak davalı tapuyu devretmemektedir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş ancak davalı temyiz etmiştir. Temyiz incelemesi sonunda, mahkemenin gönderdiği tebligatın usulüne uygun olmadığı ve davalının savunma hakkının ihlal edildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 7201 Tebligat Kanunu madde 10
- Tebligat Kanunu madde 21
- Tebligat Kanunu Uygulama Yönetmeliği madde 30/1
- Anayasa'nın 36. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 27.
14. Hukuk Dairesi         2015/18002 E.  ,  2017/835 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.12.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:


    Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, ... 28. Noterliğinin 28.08.2008 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile davalının maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... mevkiinde kain tapunun 21106 parsel sayılı taşınmazdaki 17/100 hissesini satın aldığını ancak davalının tapuyu devretmeye yanaşmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı hissenin iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hükmü davalı temyiz etmiştir.
    7201 Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en  son  adresi  olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" (m. 10)
    Tebligat Kanununun 21. maddesine göre "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün olduğunca en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar."
    Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. maddesi ise;
    "(1) Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir." hükmünü amirdir.
    Öte yandan, savunma hakkı, Anayasanın 36.maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
    Somut olaya gelince; dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı ..."ın bilinen en son adresine tebliğe çıkarılıp bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en  son  adresi  olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerektiği gözardı edilerek ilk seferde davalının MERNİS adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez.
    O halde, davalıya yukarıda değinilen yasal hükümler doğrultusunda usulüne uygun tebliğ yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerkirken anılan husus gözardı edilerek ve davalının 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesine aykırı şekilde hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi