3. Hukuk Dairesi 2014/16114 E. , 2015/2530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2014/254-2014/501
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 16 yıldır evli olduklarını, davalı ve annesinin müvekkilinin her şeyine karıştıklarını, en son davalının, müvekkilinin kafasına şişeyle vurup onu sokağa attığını, bu olaylar üzerine müvekkilinin davalı aleyhine boşanma davası açtığını ancak davanın reddine karar verildiğini, halen tarafların ayrı yaşadığını, müvekkilinin hiç bir gelirinin bulunmadığını belirterek; aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ayrı yaşamda haklı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; tarafların boşanma davası açıldıktan sonra bir araya gelmedikleri, davacının dava dilekçesinde barışmak niyetinde olmadığını beyan ettiği, davacının ayrı yaşamda haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkin olup, temyize konu uyuşmazlık; davacının, ayrı yaşamda haklı olup olmadığı ve davacıya ayrı yaşamda haklılık olgusunu ispatlama imkanının tanınıp tanınmadığı hususlarında toplanmaktadır.
TMK"nın 197.maddesi gereğince, eşlerden biri, ortak hayat nedeniyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, eşlerden birinin diğerine yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemleri alır. Evlilik birliği devam ederken ayrı yaşam halinde istenen tedbir nafakalarında davacının nafakaya hak kazanabilmesi için ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlaması gerekir.
6100 sayılı HMK"nın 316/4 maddesinde; her çeşit nafaka davasının basit yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiş olup; aynı yasanın 318. maddesinde; tarafların dilekçeleri ile birlikte tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorunda oldukları düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 27/1 maddesinde; davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, tarafların, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahip oldukları belirtilmiştir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı tarafın ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak eldeki dava ile tedbir nafakası isteminde bulunduğu, bu iddiasını ispat için dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayandığı, ilk celsede davacı vekilinin, tarafların ayrı yaşama nedeni ve davalının davacıyı evden dövüp gönderdiği hususlarında tanık dinletmek istediklerini beyan ettiği, taraflarına tanık listesi ibraz etmek üzere süre verilmesini istediği, mahkemece, davacı vekiline bu yönde süre verilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların delillerinin toplanması, ismi bildirilen tanıkların dinlenmesi, davacıya ayrı yaşamda haklı olduğunu ispatlaması için imkan tanınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.