20. Hukuk Dairesi 2020/350 E. , 2020/844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... mirasçıları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 12/08/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... köyü, 212 parsel sayılı 400,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 30/10/2012 tarih ve 2011/339 E. - 2012/465 K. sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın bulunduğu ... köyünün, Kemer ilçesine bağlandığı, gayrimenkulün aynına ilişkin davaların kesin yetki kuralına tabi olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Kemer Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, dosya Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinde işbu esasa kaydedilmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kabulüne, dava konusu ...mevkii 212 sayılı parselin davalı ... adına olan tapusunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalının mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır. Daha sonra 1975 yılında yapılıp, kesinleşen 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1989 yılında yapılıp 10.08.1990 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Davacı ... Yönetimi tarafından... ve arkadaşlarına karşı açılan keşinleşen orman tahdidine dayalı meni müdahale ve tapu iptali davasında Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 15/09/1980 gün ve 1972/215 E.-1980/366 sayılı karar ile ... köyü 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215 ve 222 nolu parsellere yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Orman Yönetiminin temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 1981/2373 Esas - 1981/2884 Karar sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme talepleri de 29/09/1981 gün ve 1981/9558-5438 E.-K. sayılı ilâmıyla reddedilerek kesinleşmiştir.
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm, 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiş olup madde metninde “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” hükmüne yer verilmiştir.
Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/215 Esas - 1980/366 Karar sayılı dosyasında, davacının aynı taşınmazın orman tahdidi içinde kaldığından bahisle tapu kaydının iptaliyle davalının müdahelesinin önlenmesini istediği, davanın reddedildiği, temyiz üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince hükmün onandığı ve karar düzelme taleplerinin de reddedildiği görülmüştür. Her ne kadar mahkemce yapılan uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın keşinleşen orman sınırları içerisinde ve eylemli orman olduğu belirlenmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlen kesin hüküm olgusunun davalı lehine gerçekleştiği anlaşıldığından kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle; davalının mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
temyiz harcının istek halinde iadesine 19/02/2020 günü oy birliği ile karar verildi.