Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8210
Karar No: 2021/2775
Karar Tarihi: 16.03.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/8210 Esas 2021/2775 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/8210 E.  ,  2021/2775 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 16/03/2021 tarihinde davacı vekili Av. .... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, şirketlerine ait ... Köyü sınırları içinde bulunan toplam 91.577,00 m2 miktarlı 33 adet parselin davalı ... Organize Sanayi Bölgesi sınırları içine alındığını, tamamı 13 katılımcıdan oluşan ... Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesinin şirketlerine ait bu 33 adet parselin m2"si 8.50 TL"den Organize Sanayi Bölgesine devri halinde Organize Sanayi Bölgesinin imar planı yapılıp Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca onandıktan sonra kendilerinden alt yapı için ayrıca bir bedel alınmadan m2"si 30,70 USD birim fiyattan olmak üzere imar planı üzerinde taraflarca müştereken belirlenecek 40.000.00 m2 yüzölçümünde bir arsanın tahsisi konusunda anlaştıklarını, taraflar arasındaki mutabakatın 20.02.2004 tarih ve 2 numaralı Gebze Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet Kararına istinaden Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulunun 13.05.2005 tarihli kararı ile de onaylanması üzerine 16.03.2005 tarihinde arsa tahsis sözleşmesi ile yine aynı tarihli şirketlerine ait toplam 97.577.00 m2 arsanın rızai satışı sözleşmelerinin yapıldığını ve tapuları devrettiklerini, bundan sonra imar planının Bakanlıkça onanarak arsa tahsisi için plan üzerinden 40.000.00 m2 yerin müştereken belirlemesini beklerken davalı tarafından gönderilen 24.01.2008 tarih ve 33 sayılı yazı ile 425 ada 1 nolu parselin tahsis edildiğinin bildirildiğini, sözleşmesinin 3. maddesinde parselin yerinin taraflarca birlikte tespit edileceğinin açıkça kararlaştırılmasına rağmen davalı tarafından tahsis edilen parselin yerinin tespit edilmiş olmasının arsa tahsis sözleşmesine aykırı olduğunu, tahsis edilen arsanın yapılaşma bakımından en zor şartları taşıyan ve tamamen kot farkına dayalı gayrimuntazam bir arsa olduğunu, böyle bir arsanın tam olarak kullanılabilmesi için yapılacak hafriyat ve istinat duvarları ile sair düzenleme işleri için fazla harcama yapılması gerektiğini, öte yandan Müteşebbis Kurulu üyelerinin kendilerine iyi yerdeki arsaları tahsis ettiklerini, daha sonra da şirketleri dışında kalan üyelerine kura ile arsa tahsisi yapıldığını, böylece Organize Sanayi Bölgesi yönetiminin yapılan arsa tahsis sözleşmesi hükmüne uymadığı gibi Organize Sanayi Bölgesi üyeleri arasında da eşit ve adil davranmadığını ileri sürerek, taraflar arasında imzalanan arsa tahsis sözleşmesinin 3. maddesinin aynen ifasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde sözleşmeye aykırı hareketle tahsis edilen parselin ıslahı için uğradıkları zarar karşılığında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000.00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; bilahare ıslah sureti ile talebini arttırmıştır.
    Davalı, Organize Sanayi Bölgesi Kanunun 4. maddesi uyarınca davacının taşınmazlarını rızaen satın aldığını, arsa satış ve tahsislerinin yönetim kurulu tarafından sevk ve idare edildiğini, arsa tahsis yetkisinin müteşebbis heyete bırakıldığını, dolayısıyla sözleşmedeki hükmün her katılımcının yerinin belirlenmesi esnasında muvafakatinin alınacağı şeklinde yorumlanamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20.12.2018 tarihli ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, eldeki dava ile davalı ile aralarında imzalanan 16.03.2005 tarihli arsa tahsis sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca şirketlerine tahsis edilecek parselin taraflarca belirlenmesi gerekirken davalı tarafından tek başına belirlendiğini, belirlenen parselin hafriyat ve isnat duvarları ile sair düzenleme işleri için fazla harcama yapılması gerektiğini ve bu nedenle zarara uğradıklarını ileri sürerek arsa tahsis sözleşmesinin 3. maddesinin aynen ifasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde sözleşmeye aykırı olarak tahsis edilen parselin ıslahı nedeni ile uğradıkları zararlara karşılık ıslahen 1.450.000,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar, 13. Hukuk Dairesinin 20.12.2018 tarihli bozma ilamı ile "...yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyet raporları arasında çelişki bulunduğu, mahkemece, alınan iki bilirkişi heyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi amacı ile alınan 28.12.2015 tarihli bilirkişi heyet raporu ile çelişki giderilmediği halde, 24.02.2015 tarihli çelişkinin giderilmesi bakımından yeni bir heyet raporu alınmasına dair ara karardan neden rücu edildiği açıklanmadan ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma öncesi dosyaya sunulan 10.01.2013 tarihli bilirkişi raporu ve 16.09.2013 tarihli bilirkişi ek raporundan sonra 14.07.2014 tarihli yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmış ve bozma kararında da açıklandığı üzere 28.12.2015 tarihli 3. bilirkişi kurulu raporu tazminata ve davacı yararına yönelik herhangi bir hesaplama ve değerlendirme yapmadığı için ilk iki bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmemiştir. Bozma ilamında özellikle bu hususlar vurgulanarak ilk iki bilirkişi kurulu raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde yeni bir heyet raporu alınması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma öncesi görüşülüne başvurulan ikinci bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış ve bu rapor da 14.07.2014 tarihli kök rapora atıfta bulunarak görüş bildirilmiştir. Bu hali ile alınan ek rapor çelişkiyi gideremediği gibi bozma gereğinin de yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bozma ilamına uyulmakla bozma gereğinin yerine getirilmesi zorunludur. O halde mahkemece, dosyada mevcut bilirkişi heyet raporları arasındaki çelişkiyi gidermek amacıyla yeni bir bilirkişi heyetinden taraf ve Yargı denetimine elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.050,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
    6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi