3. Hukuk Dairesi 2014/9422 E. , 2015/2560 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2013
NUMARASI : 2013/21-2013/416
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı İ.. Ç.. mirasçıları ve davalı N. K. Mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacının, davalılardan harici sözleşme ile satın aldığı 2 dairenin bedellerinin ödenmiş olmasına rağmen, bu güne dek, tapularının verilmediğini ileri sürerek; 30.12.1992 tarihli sözleşmenin feshini, dairelerin rayiç bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ve vekili cevabında; dairelerin satış bedellerinin bir kısmının ödenmediğini, davacının, satın aldığı dairelerden yıllardır kira aldığını, rayiç bedel istenemeyeceğini, sözleşmenin sonradan davacı tarafından doldurulduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 03.06.2010 tarihli ilamı ile özetle; “...taraflar arasındaki harici satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, tarafların aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlü olduğu, 10.07.1940 tarih ve 2/7 sayılı İBK gözönüde bulundurulmaksızın; mahkemece, satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değerden, davacının elde ettiği kira gelirinin indirilmesi suretiyle, her iki konuttan elde edilen kira gelirinin, talep edilecek alacak miktarından çok olduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmesi” doğru görülmediğinden bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak, mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 11.105.60 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte dahili davalılardan tahsili ile davayı takip eden M. N. ve H."e verilmesine, fazlaya ilişkin talep yönünden mirasın reddedilmesi ve reddetmeyen bir kısım hak sahiplerinin de davayı takip etmemiş olmaları nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davacı İ.. Ç.. mirasçıları ve davalı N. K. mirasçıları tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 13 Hukuk Dairesi"nin 14.11.2012 tarihli ve 2012/17615 E.- 2012/25517 K.sayılı ilamı ile özetle “...mirası reddetmeyen mirasçılar A.ve M. T. Ç. "in adına davacı vekilin davayı takip ettiği halde bu mirasçıların adlarının karar başlığında gösterilmediği gibi, haklarında olumlu olumsuz bir karar verilmediği, HUMK 388. maddesine uygun hüküm kurulmadığı" gerekçe gösterilerek bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmuş ve mirası reddeden mirasçılar dışındaki diğer mirasçıların miras paylarının toplam 14/20 olduğu, bilirkişi raporunda belirlenen bedelden (37.018.69 TL) bu paya göre 25.913.07 TL talep edebilecekleri gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, somut olayda; davacı İ.. Ç.. mirasçıları 6 kişi olup, mirası altsoyu ile birlikte reddeden 2 mirasçı dışındaki mirasçıların tamamı davayı takip etmiştir. Mahkemece, mirası reddeden 2 mirasçının miras payı 6/20 gözönünde bulundurulmaksızın hüküm kurulmuştur.
TMK 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer” hükmü yer almaktadır.
Bu durum karşısında, mahkemece; kök muristen gelen 6/20 payını altsoyu ile birlikte reddeden mirasçıların, başka mirasçıları bulunup bulunmadığı da araştırılmak suretiyle, sonucuna göre reddedilen 6/20 paya ilişkin de TMK 611. maddesi hükmü uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.