MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2014
NUMARASI : 2013/167-2014/6

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; ID........ nolu sözleşmenin tarafı olan davalıların, sözleşmeden kaynaklanan 29.745,32 YTL su borcu ile 908,16 YTL gecikme cezasını ödemediklerini ileri sürerek; toplam 30.653,48 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Yakup ve A.. F.., davanın reddine karar verilmesini istemişler; diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davalı Y.. F.. hakkındaki davanın kabulü, diğer davalılar hakkındaki davanın husumet yönünden reddine dair karar, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi"nin 25.11.2009 tarih 2009/8977 E-13833 K numaralı bozma ilamı ile; davacının tüm temyiz itirazları reddedilerek, hüküm davalı Yakup lehine bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak, yargılama sırasında borcun yapılandırıldığı gerekçesiyle "Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına " dair karar davalılardan Y.. F.."ın temyizi üzerine; Yargıtay 13.Hukuk Dairesi"nin 2011/9877 E-17744 K numaralı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, daha sonra aynı davalının tahsihi karar istemi doğrultusunda, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi"nin 2012/19319 E-25368 K numaralı ilamı ile; davalı yana tebligat çıkarılmadan yargılamaya devam edilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu belirtilerek, onama kararı kaldırılmış ve bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak; davalı Y.. F.. hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 16.903,16 TL toplam alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile
birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine (yargılama aşamasında bu davalı yanca belirlenen meblağ ödenmiş olduğundan tekerrür hükümlerine göre yeniden ödeme yapılmamasına) diğer davalılar hakkında daha önce verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmiştir.
HUMK.nun 417. (HMK 326) maddesi uyarınca yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebep olan taraf sorumludur.
Somut olayda, yargılama sırasında dava konusu borç ödenmiş ve dava konusuz kalmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi ve yargılama giderleri bakımından davanın açılmasına neden olan davalı tarafın sorumlu olduğu dikkate alınarak yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.