9. Hukuk Dairesi 2015/2747 E. , 2016/7444 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; iş sözleşmesinin davalı tarafça haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, yıllık izinleri kullandırılmadığı gibi karşılığı olan ücretleri de ödenmediğini, fazla çalışma yapmasına ve ulusal bayram genel tatillerde çalışmasına rağmen karşılığı olan ücretlerin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, ücret, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma ücretinin hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma ile ulusal bayram genel tatillerde çalışma her türlü delille kanıtlanabilir. Fazla çalışma ile ulusal bayram genel tatillerde çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar ancak kendi çalıştıkları dönemle ilgili beyanda bulunduklarından, sadece kendi dönemleri ile dikkate alınmalı, tüm süre için başka delil yok ise dikkate alınmamalıdır.
Dosya içeriğine göre davacı tanıklarından ... Aralık 2006-2007-Ocak ayları arasındaki dönemde çalıştığı, davacının 07.00-17.00 arasında çalıştığını, nadiren 18.00’e kadar çalıştığını beyan ettiği, davacı tanığı Selime’nin ise 2004-2008 yılları arası çalıştığı, işyerindeki çalışmanın 07.00-22.00 arasında olduğunu, kendisinin 10 saat çalıştığını beyan ettiği görülmektedir. Hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının haftalık 33 saat fazla çalıştığı tespit edilmiş ise de bu kabul dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Bilirkişinin dinlenen tanık Selime’nin beyanına göre bu tespiti yaptığı anlaşılmaktadır. Ne var ki bu tanık kendisinin 10 saat çalıştığını beyan etmekte, davacının çalışma saatleri konusunda net bir ifadede bulunmamıştır. Diğer tanık ise davacının çalışma saatleri konusunda ayrıntılı beyanda bulunmuştur. Buna göre davacının haftanın 6 günün 07-17 saatler arasında 10 saat çalıştığı, 1 saatlik yasal ara dinlenmenin mahsubu ile haftalık 9 saat fazla çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının fazla çalışma hesabının bu tespite göre yapılması gerekmektedir. Ayrıca dinlenen davacı tanıkları davacının tüm süresi için beyanda bulunmamış olup, çalışma süreleri daha az bir süreye isabet etmektedir. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti hesabında, tanık beyanlarına davacı ile birlikte çalıştıkları süre yönünden ve bununla sınırlı olarak itibar edilmesi gerektiği gözden kaçırılarak yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulması hatalıdır.
3-Asgari geçim indirimi, işçinin asgari geçim düzeyini sağlayacak gelir kısmının, işçinin toplam gelirinden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Ücret ya da ücretin eki niteliğinde bir alacak olmayan asgari geçim indirimi alacağına yasal faiz uygulanması gerekir. Davacı vekili, dava ve ıslah dilekçelerinde tüm alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğinden mahkemece asgari geçim indirimi alacakların yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırıdır.
4-Hükmedilen tazminat ve ücret alacaklarının net mi yoksa brüt mü olduğunun kararda belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.