Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/68
Karar No: 2021/1764

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/68 Esas 2021/1764 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2021/68 E.  ,  2021/1764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı erkek tarafından 05.04.2017 tarihinde, davalı kadının sık sık evi sebepsiz olarak terk ettiğini ileri sürerek tarafların TMK’nın 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kadın usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap vermemiştir. Yargılama devam ederken davacı erkek tarafından 13.10.2017 tarihinde dava ıslah edilerek davalı kadının dava açıldıktan sonra imam nikahı ile başka birisi ile yaşadığı ileri sürülerek tarafların TMK’nın 166/1 ve 161. maddeleri uyarınca boşanmalarına, davacı erkek yararına 10.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı kadının başka birisi ile imam nikahı kıymış olduğu ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın TMK’nın 166/1 ve 161. maddeleri gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı erkeğin maddi tazminat talebinin reddine, davacı erkek yararına 3.000 TL manevi tazminata, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davalı kadının davaya süresinde cevap vermediği bu nedenle feri talepleri hakkında ret kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddi ile davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir (HMK m. 176/1-2). Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir (HMK m. 177/1-2). Davanın tamamen ıslahıyla davacı talep sonucunu değiştirip, bambaşka bir talep de ileri sürebilir (HMK m. 180).
    Dosya incelendiğinde, davacı erkek ıslah dilekçesi ile dava tarihinden sonra davalı kadının başka birisi ile imam nikahı kıydığını iddia etmiştir.
    Her dava açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre karara bağlanır.
    Nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında, "Her dava açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine ...." gerekçesine yer verilerek davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir.
    Dava tarihinden sonra ortaya çıkan olayların ıslah yoluyla ileri sürülmesi mümkün değildir. Bu nedenle hem TMK 166/1 hem de 161 maddeleri uyarınca yapılan yargılama sonucunda dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylar dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.






    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 01.03.2021 (Pzt.)



    KARŞI OY YAZISI

    Değerli çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, davanın açılmasından sonra gerçekleşen vakıaların ıslah yoluyla davaya dahil edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
    Bilindiği üzere, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır (HMK m. 141). Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir (HMK m. 176/1).
    Diğer yandan; hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz (TMK m. 184/1) ve kanıtları serbestçe takdir eder (TMK m. 184/4).
    Öncelikle belirtmek gerekir ki; HMK.nda yer alan ıslaha ilişkin düzenlemeler (HMK m. 176-182) ve boşanma davalarıyla ilgili yargılama usulünü düzenleyen TMK.nun 184. maddesine göre, dava açıldıktan sonra doğan/gerçekleşen vakıaların ıslahla davaya dahil edilmesine bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle, sadece dava tarihinden önceki vakıaların islahla davaya dahil edilebileceğini, davadan sonra gerçekleşen vakıaların ise ıslahla davaya dahil edilemeyeceğini kabul etmek, ıslahla ilgili yasal düzenlemelere ve ıslahın amacına uygun düşmez.
    Değerli çoğunluğun görüşünde belirtilen, 28.11.1956 tarih ve 15/15 E. K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ise; “Nafakanın artırılması ve eksiltilmesine ilişkin istemlerin kabulünde, nafakanın artırılmasına veya eksiltilmesine dava tarihinden geçerli olmak üzere karar verileceğine” ilişkin olup, bu kararın ıslah ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
    Ayrıca, dava açıldıktan sonra ortaya çıkan yeni vakılarla ilgili olarak ıslah yolunu kapamak, usûl ekonomisine (HMK m. 30) aykırı olduğu gibi, hak arama hürriyetine (T.C.A. m.36) de yasal olmayan bir müdahale niteliğini oluşturmaktadır.
    Yukarıda yapılan tüm bu açıklamalara göre, davacının ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların mahkemece değerlendirilmeye alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Bu sebeplerle, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi