3. Hukuk Dairesi 2014/21008 E. , 2015/2683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2014
NUMARASI : 2014/194-2014/458
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; Tekirdağ ..........Köyü .......... mevkii, ....... pafta ....... parsel no.da kayıtlı bulunan 34.200 m2lik tarlada kanola bitkisi ekimi yapan müvekkilinin tarlasının 20.867 m2lik kısmının 23.06.2008 tarihinde bitişik ekili tarlalar sınırındaki elektrik direklerinin neden olduğu yangın sonucu, 10.222,83 kg ürününün yok olduğunu iddia ederek, uğradığı zarara karşılık 10.940,00 TL tazminat ile 352,00 TL tespit masraflarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yangının çıkış sebebine ilişkin somut bir bulgunun olmadığı, yangının elektrik direğinden çıktığının söylenemeyeceğini, davacının parseli ile enerji hattı arasında 274m mesafe bulunduğunu, olay yerinde de ölü bir kuş cesedi bulunduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece verilen ilk kararda; bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere, dava konusu yangının meydana gelmesinde davalı ........."ın hiçbir kusurunun olmadığı gibi taşeronluk yapan ......... Proje Taah.A.Ş."nin de hiçbir kusuru olmadığı, olayın tamamen elde olmayan nedenlerden, dış etkenlerden kaynaklandığı, bu olayın önlenmesinin bakım ve onarım ile hiçbir ilgisinin olmadığı, kullanmaması gereken direk etrafındaki kamulaştırılmış alanı ekip mahsul yetiştiren tarla sahibinin olayda kusurlu olduğu, davalının kusurlu bulunmadığı, yangının çıktığı tarlanın davacıya ait olmamasının davalının kusursuz olduğu gerçeğini etkilemeyeceği, olayda kusursuz sorumluluk hükümlerinin uygulanmasını gerektirir şartların da bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesince; "Hükme esas alınan 30.11.2012 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna bakıldığında; fotoğraflarda görülen kırık izolatörde bir kısa devrenin meydana geldiğinin kesin olduğu, izolatör tepesinin kopmasının ise bir dış etkenin meydana getirmiş olduğu bir kırılma olayının olduğu, bunun da büyük ihtimal iri bir kuş olduğu, kuşun uçup giderken kopan fincan ve bağlantısının serbest kaldığı ve kısa devre yaparak yere kıvılcımların düşmesine yol açtığı, bundan ayrı direkten 2.5 metre sağa ve sola doğru kamulaştırılmış alan bulunduğu, kamulaştırılmış alanda bulunan zaman itibariyle kurumuş mahsulün üzerine düşen bir kıvılcım nedeniyle yandığı, bu gelişen olayda ..........."ın hiçbir kusurunun bulunmadığı, tarla sahibi davacının ise kendisine ait olmayan bir alanı ekip mahsul yetiştirdiği için %100 kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Öncelikle; somut olaya bakıldığında, dosya kapsamından davaya konu olan yangının başladığı tarlanın davacıya değil de dava dışı 3.bir şahsa ait olduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen, anılan bilirkişi raporunda direğin etrafında bulunan 2,5 metrelik kamulaştırılmış alana ekim yapan şahıs davacıymış gibi değerlendirilerek, davacıya % 100 kusur izafe edilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kaldı ki; bilirkişi kurul raporunda tespit edilen direk çevresindeki kamulaştırılmış alan davalı ............"a aittir. O halde davalı şirketin bu alanda denetim ve gözetim yükümlülüğünün bulunduğu, bu alandan kaynaklanan her türlü zarardan da kusursuz sorumluluk hükümlerince sorumlu olacağı açıktır.
Tüm bunlara dikkat edilmeden, davalı şirketin kendisine ait olan bir alandaki denetim ve gözetim yükümlülüğü ile yaptığı iş gereği tehlike sorumluluğunun varlığı da değerlendirilmeden, davacıya %100 kusur yükleyerek yanlış tespitlerde bulunan bilirkişi raporu esas alınarak, yukarıdaki gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi kurulu raporunda tesbit edilen direğin çevresindeki kamulaştırılmış alanın davalı ........"a ait olduğu, bu nedenle davalı şirketin kendisine ait olan bu alanda denetim ve gözetim yükümlülüğünün bulunduğu, bu alandan kaynaklanan her türlü zarardan da kusursuz sorumluluk hükümlerine göre sorumlu olacağı, yaptığı iş gereği tehlike sorumluluğunun bulunduğu, açıklanan nedenlerden dolayı meydana gelen yangın sonucunda davalının tarlasında oluşan zarardan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 10.940,56 TL nin olay tarihi olan 23/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, tespit masrafı olan 352,00 TL nin de dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar Yargıtay Bozma İlamına uyulmuş ise de, meydana gelen olay nedeniyle davacının kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılmadan, kusur değerlendirmesini içeren rapor alınmadan, davacının kusurunun tespiti halinde hükmedilecek olan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmadan, eksik araştırma ve inceleme sonucunda dosya kapsamındaki delil durumuna göre hüküm kurulması Bozma İlamı içeriğine uygun bulunmamış olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, tespit masrafları yargılama giderlerinden olup, mahkemece tespit masrafına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.