Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9580
Karar No: 2018/3426
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/9580 Esas 2018/3426 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/9580 E.  ,  2018/3426 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21.04.2016 tarih ve 2015/1394-2016/345 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.05.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...."tan 1186 ve dava dışı ..."den 28 hisse alarak 1214 hisse ile davalı şirkete ortak olduğunu, ancak şirketin mali durumu hakkında müvekkiline bilgi verilmediğini, kâr payı dağıtılmadığını, müdürlerin hukuka aykırı işlemleriyle şirketin zarara uğratıldığını, davalı şirkete gönderilen ihtarnameye verilen cevapta müvekkilin ortak olmadığının bildirildiğini ileri sürerek, şirket müdürlerinin azlini, şirkete kayyım atanmasını, kayyıma sermaye ve ortaklık payı ile geçmiş döneme ilişkin dağıtılmayan kâr payının tespiti hususunda görev ve yetki verilmesini, davalı şirketin ve müvekkilinin davalı şirkette bulunan hisse/pay ve ortaklık durumunun, müvekkili hissesine isabet eden sermaye payının rayiç değerinin tespitini, sermaye payına mahsuben şimdilik 5.000 TL"nin, kâr paylarına mahsuben şimdilik 5.000 TL"nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, şirket tasfiye edilmeden sermaye payının talep edilemeyeceğini, hem sermaye payı hem de kâr payı talep edilmesinin çelişkili olduğunu, noter satış senedinin hemen getirileceği beyan edildiğinden devre muvafakate yönelik kararın karar defterine geçirildiğini, ancak davacı ve .... devirden vazgeçtiklerini bildirdiklerinden tescil ve ilan yapılmadığını, resmi şekilde yapılmayan hisse devrinin geçersiz olduğunu, ...."ın daha sonra hisselerini diğer ortaklara devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı ...."ın hisselerini davacıya noterde devrettiği, 6762 sayılı TTK’nın 520. m. uyarınca bir payın devrinin şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade edeceği, devrin pay defterine kaydedildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, pay defterini delil olarak göstermiş ve davalı tarafa bu hususta kesin süre verilerek defterin sunulmaması halinde davacı tarafın pay defterine ilişkin iddialarını ispat etmiş
    sayılacağı yönünde ihtar yapılmışsa da, salt ara karar kurulması nedeniyle ispat yükünün davacıdan davalıya geçtiğinden bahsedilemeyeceği, davalı tarafın davacının dava dışı ...."tan hisseleri devraldıktan sonra kardeş olan davacı ile dava dışı ...."ın devirden vazgeçtiklerini ve dava dışı ...."ın hisselerini diğer ortaklara devrettiğini beyan ettiği, karar defterindeki 30 nolu kararda ...."ın hisseleri şirket ortaklarına devrettiğinin görüldüğü ve davalı beyanını destekler nitelikte olduğu, ispat yükünün davacıda olduğu, davalı tarafça kesin süreye rağmen pay defterinin sunulmadığı, pay defterine kayıt yapıldığına dair davacı tarafça başka bir delil de sunulamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 1,23 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 10.05.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Uyuşmazlık, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlükte olduğu dönemde noter sözleşmesi ile devredilen ve ortaklar kuruluncada muvafakat edilen dava dışı ortaklara ait limited şirket paylarının davacıya devrinin, şirketin pay defterine kayıt edilmediği halde pay sahipliğinin adı geçen davacıya geçip geçmediğine ilişkindir.
    Yerel mahkemece, uyuşmazlıkta uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK 520 maddesi gereğince, devrin şirket pay defterine kaydedilmediği, devir işleminin tekemmül etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararın davacı vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yazılı gerekçe ile temyiz itirazları reddedilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.
    Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum.
    Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğünden sonra açılmış olup, TTK"nın Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki 6103 sayılı Yasa"nın 3. maddesinde aynı Yasa"nın 2. maddesine istisna getirilerek "Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukuki ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağı" düzenlenmiştir.
    Pay devrine ilişkin hususlar taraf iradelerinden bağımsız, kanunla düzenlenen hukuki ilişkiler olduğu için, bunlar 6102 sayılı TTK"nın yürürlüğüne girmesinden sonra yeni kanun hükümlerine tabi olup somut uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
    Limited şirket payının devri 6102 sayılı TTK"nın 595 maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre pay devrinin ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması, tarafların imzalarının Noterce onaylanması zorunlu olup, mülga 6762 sayılı TTK 520/1 maddesinde yer alan "Bir payın devrinin, şirket hakkında pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade edeceğine" ilişkin düzenleme 6102 sayılı TTK 595 maddesine alınmamıştır.
    6102 sayılı Yasa, devir keyfiyetinin pay defterine yazımını zorunlu görmemiştir. Genel Kurulun devre onay vermesi veya vermiş sayılması pay sahipliği sıfatının kazanılması için yeterli sayılmıştır.
    Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, davacı, davalı şirketteki bir kısım payları 6103 sayılı Yasa"nın 3. maddesine göre uyuşmazlıkta uygulanması gereken 6102 sayılı Yasa"nın 595 maddesine uygun şekilde devir almış olup yine, TTK 620 maddelerine uygun şekilde ortaklar kurulunca devre onay verilmiştir. Pay devri ortaklar kurulunun onama kararı ile tamamlanmıştır. Devir keyfiyetinin pay defterine yazılması, pay sahipliğinin kazanılmasında ya da kaybedilmesinde etkili olmayan bir usul işlemidir.
    Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.
    Kaldı ki bir an için sayın çoğunluğun kabulünde olduğu gibi uyuşmazlıkta mülga 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülse bile devrin pay defterine kaydı, hisse devrinin mutlaka geçerlilik şartı olmayıp, pay defterine tescilin etkisi izhari niteliktedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 03.05.2001 gün, E. 2011/1607 K. 2001/3872, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 16.12.2004 gün ve E. 2004/3023, K. 2004/12406 sayı).
    Ortak sıfatının geçişinin tamamlanması, ortaklığın onayı ile gerçekleşmektedir. (Baştuğ - Temel İlkeler. Sh.199, Poroy - Tekinalp - Çamoğlu -ortaklıklar ve Kooperatifler s. 889, Tekinalp- Tescil Davası s. 5, Hirsch - Tekinalp s. 267, Pulaşlı - Şirketler s. 1024)
    Pay defterine kayıt, hukuki bir sonuç doğurmadığı gibi aksine yeni ortağın ve her şeyden önce ortaklığın hukuki durumunu belirlemeye yaramaktadır.
    Devralan, kayıttan önce ortak sıfatını kazanmıştır ve ortaklıkta devralana ortak olarak davranma hakkına sahiptir.
    Devrin pay defterine geçirilmesi, tarafların ortaklık hukukundan kaynaklanan taleplerini ileri sürmelerine imkan veren bir icra işlemidir. Bu işlemin devreden ve devralan arasındaki ilişki bakımından da bir anlamı yoktur. TTK 520/1 hükmünün amacını aşar biçimde kaleme alındığının kabulü ile niteliğine uygun yorumlanması gerektiği benimsenmelidir. (.... - Limited Ortaklıkta payın devri sh. 379)
    Devrin pay defterine kaydı, pay defterini tutmakla yükümlü olan kişiler tarafından gerçekleştirilmelidir. Sorumluluk ve yetki ilişkisi içerisinde, pay defterinin, tutulması müdürler tarafından yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Müdürler hatalı kayıtlardan ve eksik kaydedilmeden doğan zararlardan, ortaklara karşı olduğu gibi, üçüncü kişilere karşı da şahsen ve müteselsilen sorumludurlar.
    Ortaklar Kurulu, devri onayladığında, müdürlerin kaydı kendiliklerinden yapmaları gerekmektedir. Bu kaydın yapılması devir sözleşmesinin taraflarının iradelerine bağlı olmadığı gibi, devreden ve devralanın bu konuda bir taleplerinin bulunması dahi gerekmemektedir.
    Hisse devrinin, şirket pay defterine kaydedilmemesinden bu işle görevli şirket müdürü ile birlikte şirkete sorumludur.
    Davacının, şirket aleyhine açtığı davanın, çoğu isteyenin azıda istemiş sayılacağı ilkesinden hareketle davacının devrettiği payların, pay defterine kayıt ve tescili istemini de içerdiğinin kabulü zorunludur. Diğer taraftan pay devrinin, şirket pay defterine kaydedilmesinde davacıya bir kusur izafesi mümkün değildir.
    Açıklanan nedenlerle, davacının, davalı şirketin ortağı olduğuna ilişkin istemi kabul edilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi