Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/22157
Karar No: 2018/3971
Karar Tarihi: 20.02.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/22157 Esas 2018/3971 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/22157 E.  ,  2018/3971 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.02.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... geldi, karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20/02/2018 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    M U HA L E F E T Ş E R H İ

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka"da çalışırken 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirerek emeklilik nedeniyle işyerinden ayrıldığını ancak kıdem tazminatının ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı Banka vekili, davacının işten ayrıldıktan hemen sonra başka bir işyerinde çalışmaya başladığını, yasanın emekli olacaklara sunduğu hakkı kötüye kullandığını, davacının iradesinin başka bir işte çalışmaya yönelik olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının yaş dışında kalan 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödeme gün sayısı şartlarını yerine getirdiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında iş akdinin feshinini yaş hariç emekliliğe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
    Mülga 1475 sayılı Yasaya 4447 sayılı Yasa ile eklenen 5. bentte "506 sayılı Kanunun 60. maddesinin a fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, prim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkın kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. İşçi ayrıldığı tarihte sigortalılık süresini ve prim gün sayısını tamamlamış ise kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Hakkın kötüye kullanılmadığı sürece işçinin herhangi bir neden belirterek veya neden belirtmeden ayrılması, kıdem tazminatına hak kazanmasını etkilememelidir. Zira Yasadan doğan bir hakkı bulunmaktadır. İşçinini daha sonra bunu belgelendirmesi ve işverene sunması, kıdem tazminatına hak kazanılmasını ortadan kaldırmaz. Ayrıca çalışma hakkı anayasal bir haktır. Davacının ayrıldıktan sonra yeni iş bulması, bu hak kapsamında değerlendirilmelidir. Yasal hakkını kullanan işçinin, ayrılmadan önce ve çalışırken iş bulduğu savunulmadığı sürece bu hakkını kullanması, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez.
    Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesi uyarınca "herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz". Objektif iyiniyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen madde, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarının kötüye kullanılmasını yasanın koruyamayacağını belirtmiştir. Bu nedenle iş ilişkisinde de fesih hakkını kullanan tarafın bu kurala dikkat etmesi gerekir. Kaldı ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun fesih hakkını düzenleyen 435. maddesinde bu kuraldan açıkça söz etmektedir.
    Diğer taraftan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 23. maddesinde açıkça "Süresi belirli olan veya olmayan sürekli iş sözleşmesi ile bir işverenin işine girmiş olan işçinin, sözleşme süresinin bitmesinden önce yahut bildirim süresine uymaksızın işini bırakıp başka bir işverenin işine girer ve bu nedenle iş sözleşmesini feshederse doğrudan, yeni işverenin de bazı koşularda işçi ile birlikte sorumlu olacağı" açıkça düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkda; davacı işçinin yasal koşullara sahip olmasına rağmen, önce dava dışı İNG BANK" a iş başvurusunda bulunduğu ve 23.09.2014 tarihinde mülakata girdiği daha sonra SGK" ya başvurarak 16.10.2014 tarihinde kıdem tazminatına esas yazıyı aldığı ve davalı Banka ile olan iş sözleşmesini yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı gereçesi ile 17.10.2014 tarihinde feshettiği ve 21.10.2014 tarihinde de dava dışı İNG BANK"ta işe girdiği anlaşılmıştır. Davacı işçi Medeni Kanun"un 2. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu"nun 23. maddesi düzenlemesi karşısında fesih hakkını dürüstlük kuralına uygun kullanmamıştır. Davacının iş akdini yeni bir iş bulup, iş sözleşmesi imzalaması üzerine sona erdirdiği açıktır. Davacı sahip olduğu hakkını davalı işveren aleyhine sonuç doğuracak şekilde kötüniyetle kullanamaz. Hakkın kötüye kullanımını hukuk korumamalıdır. Hal böyle olunca Mahkemenin karınının davacının kıdem tazminatı isteğinin reddi yönünden bozulması gerekirken kararın onanmasını isteyen sayın çoğulunğun görüşüne katılmamaktayız. 20.02.218



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi