3. Hukuk Dairesi 2014/9857 E. , 2015/2722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/712-2013/399
Taraflar arasındaki alacak(kayıp-kaçak) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ............. Elektrik Dağıtım A.Ş"nin elektrik abonesi olduğunu, davalı TEDAŞ"ın ise, elektrik enerjisinin Türkiye genelinde tüm abonelere sunulması amacı ile elektriğin dağıtım ve ticaretini yapmakla görevli kurum olduğunu, müvekkiline 20/07/2012 tarihinde 58.653,40 TL tutarında elektrik faturası geldiğini, faturadaki kayıp-kaçak tutarının 6.884,00 TL olduğunu, kayıp-kaçak bedellerinden elektrik dağıtım firmalarının sorumlu olduğunu, bu bedelin abonelerden alınmasının ülke genelinde kaçak kullanıma özendirme duygusu yaratacağını, zira bu durumun Anayasanın 172. ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 6. Maddesine aykırılık oluşturduğunu belirterek, kayıp-kaçak bedelinin ve bu bedel üzerinden alınan yasal eklentilerin tümü ile iptalini, yeniden fatura düzenlenmesini, müvekkili aleyhine tahsilat yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; (............, TEDAŞ, T.C Enerji Bakanlığı) dava konusu kayıp-kaçak bedellerinin EPDK, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ gereğince müşterilere tahakkuk ettirmeleri gerektiğini, bu konuda EPDK"nun yetkili olduğunu, Kurul kararına karşı açılacak olan davaların Danıştay"da ilk derece mahkemesi olarak açılıp görülmesi gerektiğini, bu nedenle davanın görev yönünden, ayrıca esastan reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; abonelerden kayıp-kaçak bedelinin tahsilinin, yönetmelikler ve EPDK Kurul kararlarına göre yapıldığı, mevzuat yürürlükte olduğu sürece kayıp-kaçak bedeli tahsilinin yasal olduğu, ayrıca kayıp-kaçak bedelinin EPDK Kurul kararlarına göre belirlenip tahsil edildiği, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunu"nun 12. maddesinde idarî para cezaları dahil Kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı iptal davalarının ilk derece mahkemesi olarak Danıştay"da görüleceğinin hüküm altına alındığı bu nedenle, kayıp-kaçak bedelinin istirdadı istemine yönelik davada görevli yargı yerinin İdarî Yargı yeri olduğu gerekçeleriyle yargı yolu nedeni ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; haksız olarak tahsil olunduğu iddia olunan, kayıp-kaçak bedelinin istirdadı istemine yönelik davada görevli yargı yerinin Adlî Yargı yerimi yoksa İdarî Yargı yerimi olduğuna ilişkindir.
Somut olayda; davacı davalı dağıtım şirketinin (...............) elektrik abonesidir. Davacıdan elektrik faturaları yoluyla kayıp-kaçak bedeli tahsil edildiği tartışma konusu değildir. Davacı kendisinden fatura yoluyla tahsil edilen 6.884 TL kayıp-kaçak bedelinin istirdadını istemiştir. Mahalli Mahkemece kayıp-kaçak bedelinin istirdadı davasında görevli yargı yerinin İdarî Yargı yeri olduğu gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı elektrik abonesi, EPDK Kurul kararlarının kanuna ve mevzuata aykırı olduğu veya iptaline ilişkin bir istemde bulunmamıştır. Kurul kararlarına göre kendisinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin iadesini talep etmiştir. EDPK Kurul kararı dava konusu değildir. Taraflar arasındaki özel hukuk ilişkisinden (abonelik sözleşmesinden) kaynaklanan ve yersiz tahsil edildiği iddia edilen bir bedelin (kayıp-kaçak) istirdadına ilişkin bir uyuşmazlık mevcuttur. Uyuşmazlığın özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığı nazara alındığından davaya bakmaya Adlî Yargı görevlidir. Dairenin istikrar kazanmış uygulamasıda bu şekildedir.
O hâlde; davaya bakmaya Adlî Yargı yerinin görevli olduğu kabul edilip, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, davanın yanlış yargı yerinde açılması gerekçe gösterilerek yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.