3. Hukuk Dairesi 2014/10008 E. , 2015/2744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇANKIRI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2013/148-2013/501
Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; Çankırı İli, ........... İlçesi, ............. Köyü ........... numaralı parselde kayıtlı taşınmazı H. A. ve davalı A.. Y.."dan 15/02/1972 tarihli senetle satın aldığını, dava dışı H. A. "ın tapuda ferağ verdiğini, davalı tapuda ferağ vermediği için tapu iptal ve tescil davası açtığını, ancak tapu dışı satış sözleşmesi yapıldığı tarihte taşınmazın tapuda kayıtlı olduğundan sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın Çankırı 1.Asliye Hukuk 2010/51 E-2010/310 K.sayılı ilamı ile reddine karar verildiğini, 1972 yılında ödediği 11.000,00 TLnin dava tarihindeki bina ve emsallerinin alım değeri hesap edilerek ödediği bedelin bu günkü değeriyle karşılığı hesap edilerek, tazminat olarak davalıdan faiz ve yargılama giderleriyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamış; ön inceleme duruşmasında zamanaşımı nedeni ile davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Çankırı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/51 E-2010/310 K.sayılı ilamı verilen tapu iptal ve tescil isteminin reddine ilişkin kararın davacı yönünden 31/10/2010 tarihinde kesinleştiği, bu tarih itibariyle davacının taşınmazın kendisine verilmeyeceğini öğrendiği, BK.66.maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği ileri sürülerek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacı, davalı ile aralarında 1972 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi yapıldığını, davalıya taşınmazın bedelini ödemesine rağmen, davalının hissesinin tapudan devrini gerçekleştirilmediğini, taşınmazın devrinin gerçekleştirilmemesi nedeniyle 1972 yılında ödediği 11.000,00 TL"nin dava tarihindeki bina ve emsallerinin alım değeri hesap edilerek, ödediği bedelin bu günkü değeriyle karşılığını talep etmiştir.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (MK md.706, BK md 213, Tapu kanunu md 26 ve Noterlik Kanunu md 60). O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda, taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Haricen taşınmaz satışına ilişkin sözleşmelerde, 07.06.1939 tarih ve 1936/31 Esas 1939/47 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, Borçlar Kanununun 61 ve 66.maddelerindeki zaman aşımı uygulanmaz. Aynı kanunun 125.maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı uygulanır. Taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan, BK.125.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Mahkemece; akdin ifasının imkansız hale geldiği tarihi Çankırı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/51 E-2010/310 K.sayılı tapu iptal ve tescil isteminin reddine ilişkin kararın kesinleştiği 20.02.2013 tarihi kabul edilerek, 10 yıllık zamanaşımı süresini bu tarihten itibaren başlatılması gerekirken, Çankırı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/51 E-2010/310 K.sayılı tapu iptal ve tescil isteminin reddine ilişkin kararın davacı yönünden 31/10/2010 tarihinde kesinleştiği, bu tarih itibariyle davacının taşınmazın kendisine verilmeyeceğini öğrendiği, BK.66.maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği ileri sürülerek, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabul şekline göre de; dava Çankırı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/51 E- 2010/310 K.sayılı tapu iptal ve tescil isteminin reddine ilişkin kararın kesinleştiği 20.02.2013 tarihinden itibaren BK.66 maddesi uyarınca 1 yıllık süre içinde açılmıştır.
Bundan ayrı olarak; haricen davacıya satıldığı iddia edilen ........ sayılı parselde davacının zilyetliği devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlemeyeceği açıktır. Öyle olunca, mahkemece tarafların delilleri toplanarak zilyetliğin devredilip edilmediği, edilmiş ise zamanaşımının işlemeyeceği kabul edilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.