Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/258
Karar No: 2016/1189
Karar Tarihi: 04.02.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/258 Esas 2016/1189 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/258 E.  ,  2016/1189 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi



Davacı, işe giriş bildirgesinde yanlış yazılan baba adının nufüs bilgilerine göre düzeltilmesine, sigorta sicil numarasının kendisine ait olduğuna, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine ve yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar ve dahili davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Yerel Mahkeme, davalı Kurum vekiline tebliğ edilen kararı, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre 8 günlük sürede temyiz etmediği gerekçesiyle 09.07.2013 tarihli Ek Kararı ile temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
Davalı Kurum vekili, söz konusu gerekçeli kararın 17.06.2013 tarihinde sözleşmesi 03.02.2013 tarihinde sona eren avukat ...’e yapıldığı için redde esas alınamayacağı, asıl tebliğin yetkili avukata 21.08.2013 tarihinde yapıldığı bu nedenle 03.07.2013 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu ile temyiz talebinin süreden reddine dair ek kararın dairemizin geri çevirme kararı sonunda tebliğ edildiği temyiz talebinin reddine dair ek kararı, 02.12.2015 tarihinde süresinde temyiz etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur.

Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Hal böyle olunca mahkeme kararının sözleşmesi fesh edilen davalı Kurum vekiline tebliğ edildiğinden Yasa"da öngörülen 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinin kabulü doğru değildir. Hal böyle olunca, davacı vekilinin hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından Yerel Mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 09.07.2013 tarihli ek kararının bozularak kaldırılması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekir.
2- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine;
3-Dava, davacının 20.06.1974-31.12.1978 tarihleri arasında Kurum kayıtlarında hatalı yazılan baba adının düzeltilmesi ile 01.11.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine ilişkindir.
Mahkemece, 1- TC kimlik ve ss numaralı davacı ..."in ; sigorta sicil numarasının kendisine ait olduğu, Bu sigorta sicil numarası ile Kuruma verilen 20.06.1974 ve 02.05.1975 tarihli işe giriş bildirgelerinde hatalı yazılan " adının , nufüs kaydına uygun şekilde "" olarak düzeltilmesi gerektiği, sigorta sicil numarası ile; A.Ş"ye ait sicil sayılı işyerinde 02.05.1975 - 31.12.1978 tarihleri arasında geçen 1251 günlük sigortalı çalışmalarının kendisine mal edilmesi gerektiğinin TESPİTİNE, 01.11.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığını tespiti ile birikmiş yaşlılık aylıklarının yasal faizleri ile birlikte davacıya ödenmesine, Davacı vekilinin beyanı nazara alınarak, ait işyerinde geçen çalışmaları dava konusu yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Somut olayda; söz konusu hizmetlerin davacıya ait olduğunun tespitine dair kararın yerinde olduğu ancak yaşlılık aylığı şartlarının değerlendirilmeden ve araştırılmadan yaşlılık aylığına ilişkin hüküm kurulması isabetsizdir.
Yapılacak iş; davacının şahsi sicil özlük dosyasını ve tahsis talebini getirtmek, Kurumdan tespit edilen süreler ile birlikte tahsis talebi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarının olup olmadığını sormak, varsa tahsis talebini takip eden aydan itibaren yaşlılık aylığı bağlanabileceğini gözeterek gerekirse konusunda uzman bilirkişiden rapor alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden Kurum haricindekilere yükletilmesine, 04.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.





Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi