11. Hukuk Dairesi 2016/10870 E. , 2018/3487 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/10/2015 gün ve 2015/355-2015/723 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi .... vekili ile T.C. Ziraat Bankası A.Ş.vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardan olup, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ve gerekliyse de, çek iptali davalarında yukarıda açıklanan prosedür gereğince, kararda ücüncü kişilerin hakkı zedeleyen hükümler bulunsa dahi karar onun bakımından kesin hükmü teşkil etmeyeceğinden, hasımsız şekilde açılan davaya ücüncü kişilerin asli ya da fer"i müdahale imkanı yoktur.
Somut olayda, mahkemece görülüp, sonuçlandırılan davada verilen hükmün, müdahil çek hamilleri sıfatı ile ücüncü kişiler tarafından temyiz edildiği, bu hali ile değinilen ilkeler ışıgında, mümeyyiz çek hamillerinin davada taraf sıfatlarının olmadığı ve esasen eldeki davanın tarafı olma imkanlarının da bulunmadığı anlaşılmakla, müdahiller .... Vekili ile T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Vekilinin temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahiller .... Vekili ile T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Vekilinin temyiz istemlerinin REDDİNE, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 14/05/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, hasımsız açılmış zayi çek iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; dava konusu her iki çek içinde iptal kararı verilmiştir.
Yargılama sırasında dava konusu çeklerin yasal hamilleri tarafından, borçlarına karşılık temlik cirosu ile kendilerine tevdi edildiği iddiasıyla Ziraat Bankası A.Ş. ve Albaraka Türk A.Ş. çekleri ellerinde olduğunu bildirmişler ve müdahil olmuşlardır.
TTK"nın 818. maddesinin s bendi uyarınca çeklerede uygulanacak olan TTK"nun 758. maddesi gereğince zayi edilen çeki ele geçiren kişi bilindiği takdirde mahkemece iptal isteyen dilekçe sahibine çekin iadesi davası açmak için uygun bir süre verip verilen sürede dava açılmaz ise ödeme yasağı kaldırılır. Yine TTK"nun 763. maddesi gereğince iptal davası sırasında çek mahkemeye sunulursa iade davası açması için iptal isteyen kişiye uygun bir süre verilmesi gerekmektedir.
Daire çoğunluğu ile aramızdaki görüş ayrılığının temelini iptal kararını, dava sırasında kambiyo senedini iyi niyetli hamil olduğu iddiasıyla ibraz eden 3. kişilerin temyiz edip edemeyecekleri noktası oluşturmaktadır.
Bilindiği gibi, çek iptal kararının iki sonucu olmaktadır. Birinci sonucu iptal kararının davacının hak sahipliğini borçluya gösterebilmesidir. Yani iptal kararı ile birlikte davacı senede dayalı alacağını senetsiz olarak borçludan talep hakkına sahip olur. Diğer bir anlatım ile de borçlu, iptal kararını alan davacıya ödeme yaparak borcundan kurtulmaktadır.
İptal kararının ikinci sonucu ise kıymetli evrakın teşhis fonksiyonunun ortadan kaldırılmasıdır. İptal kararı ile birlikte hakkın dermeyanı için senedi elinde bulundurmak ve ibraz etmek mecburiyeti kalmamaktadır. (Bkz. Kıymetli evrakı hukuku turhan kitapevi 2.baskı sayfa 274 Prf. Fırat Özkan) İptal kararının bu sonucu düşünüldüğünde iptal kararının hemen sonrasında borçlu borcunu iptal kararını alan davacıya ödeyerek borçtan kurtulacağından kambiyo senedi elinde olan 3. kişi iyiniyetli borçluya karşı senede dayanarak talepte bulunamayacaktır. Borçluya karşı ancak iptal kararının iptali davası açarak alacağı sonuca göre kambiyo senedine dayanabilecektir.
Yasa koyucu kambiyo senidinin tedavül kabiliyetini engellememek için iptal davasında senedi ibraz eden 3. Kişiyi korumak amacıyla iptal isteyene istirdat davası açması yükümlülüğü getirmiş olup ibraza rağmen yasada öngörülen prosedürü işletmeyen mahkemenin kararını görünürde yasal hamil olan ibraz edenin hakkı karardan etkilendiği açık olmakla temyiz hakkının varlığı - temyizde hukuk yararının bulunduğu - da tartışmasızdır.
O, halde temyiz istemlerini esastan incelenmesi gerekirken, davanın hasımsız olduğu gerekçesiyle müdahil mumeyyizlerin temyiz isteminin reddi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.