3. Hukuk Dairesi 2014/16265 E. , 2015/2892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 4.AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2012
NUMARASI : 2009/521-2012/381
Taraflar arasındaki iştirak nafakası artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 24.03.2003 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile 28.07.2000 doğumlu müşterek çocuk A. E. "in velayetinin müvekkiline verildiğini ve çocuk lehine aylık 50 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocuğun ilköğretimde eğitim gördüğünü, davalının çocuğu ile ilgilenmediğini, çocuğun ihtiyaç ve masraflarının arttığını belirterek; aylık 50 TL olan iştirak nafakasının 550 TL artırılarak aylık 600 TL"ye çıkartılmasını ve nafakanın yıllık artırım oranının belirlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; Almanya"da işçi olarak çalıştığını, düşük maaş aldığını, evinin kira olup aldığı maaş ve masrafları gözetildiğinde, müşterek çocukları A. E. için ödeyebileceği nafakanın aylık 150 TL olduğunu belirterek, iştirak nafakasının 150 TL"ye artırılmasını ve her yıl için nafaka miktarının belirlenmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile tarafların müşterek çocuğu olan 28.07.2000 doğumlu A. E. için bağlanan 50 TL iştirak nafakasının 100 TL artırılarak aylık toplam 150 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
TMK"nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken, ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 24.03.2003 tarihinde boşandığı, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuk A. E. "in velayetinin davacı anneye verildiği ve çocuk lehine aylık 50 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, A. E. "in yaşı dikkate alındığında eğitimine devam ettiği, davalının ise Almanya"da yaşadığı ve günlük 33,66 Euro işsizlik maaşı aldığı anlaşılmaktadır.
Boşanma kararının kesinleştiği tarih (24.03.2003) ile artırım davasının açıldığı tarih (10.03.2009) arasında yaklaşık 6 yıla yakın bir süre geçtiği, bu süreçte müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artmış olduğunun açık olması karşısında, iştirak nafakasının TMK."nun 4.maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde artırıma gidilmesi gerekmektedir.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; takdir olunan iştirak nafakası miktarı çok az olup, TMK."nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece; müşterek çocuğun ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumundaki artış gözetilerek hakkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.