Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10021
Karar No: 2015/2898
Karar Tarihi: 24.02.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10021 Esas 2015/2898 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/10021 E.  ,  2015/2898 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MUĞLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 28/01/2014
    NUMARASI : 2013/372-2014/31

    Taraflar arasındaki (sebepsiz zenginleşme davasından kaynaklanan) alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; davalıların, Ula Asliye Hukuk Mahkemesi"nde tapusuz taşınmazın tescili davası açtıklarını; bu davanın, 20 yıllık sürenin dolmaması ve nizasız, fazılasız zilyetlik koşulları oluşmadığından bahisle reddedildiğini; daha sonra, Maliye Hazinesi tarafından dava konusu taşınmazın kendi adlarına tescili için dava açıldığını ve dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline ve davalıların müdahalelerinin men"ine karar verildiğini; tapuda 1009 parsel sırasına kayıt edildiğini; davalılar ile müvekkili arasında, dava konusu taşınmazın ilk önce 1900 m2"sinin daha sonra ise, 2500 m²"sinin müvekkiline satıldığına dair 23.06.1992 ve 04.02.1993 tarihli iki ayrı senet yapıldığını; müvekkilinin, bu taşınmaza ev ve dam yaparak kullanmaya başladığını; davalıların açtıkları davayı kaybetmeleri sonucunda dava konusu taşınmazı müvekkiline devredemediklerini, davalıların kötüniyetli olduklarını; davalıların, müvekkilinden dava konusu taşınmaza karşılık aldıkları bedel ile haksız ve sebepsiz zenginleştiklerini; eski Borçlar Kanunu"nun 61. ve yeni Borçlar Kanunu"nun 77. maddeleri gereğince bu bedeli iade ile yükümlü olduklarını; dava konusu taşınmazın tahmini değerinin 30.000 TL olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000,00 TL nin tasarrufun sona erdiği 29.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili dilekçesinde; müvekkillerine intikal eden ve tescil davasına konu edilen taşınmazdaki 1900 m²"lik kısmı, 23.06.1992 tarihinde, davacıya sattıklarını ve zilyetliğini de devrettiklerini; satış taahhüdü senedinde, satışa konu yerin dava konusu olduğu belirtilerek, devam etmekte olan dava sonuna kadar zilyetliğin devir edildiğini beyan ettiklerini; senet metninden açıkça anlaşıldığı gibi satış konusu yerin davasının devam ettiği ve dava sonuna kadar zilyetliğin devir edildiğinin açık olduğunu; müvekkillerinin iyiniyetli olduğunu; 1992 yılından itibaren 30 yıl geçtiğini, bu süre içinde davacının taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini bildiğini, davacıdan 2002 yılında ecrimisil tahsil edildiğini, davanın 15.02.1996 tarihinde sonuçlandığını, açılan davanın mahkemece reddedildiğini ve mahkemece verilen kararın 27.02.1997 tarihinde kesinleştiğini; eski BK"nun 66. maddesinde zamanaşımının öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl, hakkın doğduğu tarihten itibaren de 10 yıl olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davacının dava açma hakkının, Kapatılan Ula Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1988/55 Esas-1996/14 Karar sayılı kararının kesinleşme tarihi olan 27.02.1997 tarihinde doğduğu, 27.02.2007 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu; davacının, en geç Hazine tarafından kendisinden ecrimisil tahsil edilen 2002 yılında öğrendiği kabul edilse dahi, bu tarihten itibaren de 1-2 ve nihayetinde 10 yıllık azami zamanaşımı sürelerinin bu davanın açıldığı 10.05.2013 tarihinde dolmuş olduğundan bahisle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, tahsili talebine ilişkindir.
    Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
    Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK"nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
    Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
    Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından, hukuken geçersizdir (TMK"nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar, verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava BK.nun 125.maddesine (6098 sayılı BK."nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca, zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar. Zilyetlik devam ettiği sürece ise zamanaşımı işlemeye başlamaz.
    Bu çerçevede, somut olayda; davacının, 2011 yılında Maliyeden kendisine gönderilen ceza ve ecrimisil ihbarları ile taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini öğrendiğini ve bunun üzerine Muğla Valiliği"ne yaptığı başvuru neticesinde verilen cevap ile durumu öğrendiğini beyan etmesi; buna karşın, davalı vekilinin 2002 yılından itibaren davacı tarafından ecrimisil ödemesi yapıldığı beyan edilerek, davanın zamanaşımına uğradığı iddia edilmesine göre; mahkemece, davacının zilyetliğinin devam edip etmediğinin iddia ve savunma delilleri celbedilerek, gerekirse tarafların beyanı da alınarak, zamanaşımının başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi