21. Hukuk Dairesi 2016/761 E. , 2016/1216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, idari yargı görevli olması nedeniyle adli yargı yolunun caiz olmadığına karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazası sonucu ölen memurun mirasçılarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, görevli yargı yolunun ve görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
İş Mahkemelerinin görevi, 5521 sayılı Yasanın 1.maddesi ile düzenlenmiştir. Anılan maddede; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanunu"na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın taraflarının işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş Kanunu"ndan kaynaklanması koşuldur.
Diğer yandan, 05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkün değildir. İş Mahkemeleri özel kanunla kurulmuş olup görevleri istisnai nitelik taşıdığından 5521 sayılı Yasa"da sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer yasaların İş Mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere İş Mahkemelerinde bakılamaz.
2918 s Karayolları Trafik Kanununun 110. Madde maddesine göre işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 2013/1099 E, 2013/1248 K sayılı kararında da, 2918 s Karayolları Trafik Kanunu m. 110 gereğince adli yargının görevli olduğu, zarar görenin kamu görevlisi olmasının bu maddenin uygulamasını engellemeyeceği ifade edilmiştir.
Somut olayda, davacıların murisi, davalı ... Bakanlığında memur (hemşire) olarak çalışırken, görevi gereği olarak içinde bulunduğu ambulansın kaza yapması sonucu hayatını kaybetmiştir.
Her ne kadar mahkemece, taraflar arasında İş Kanunu anlamında hizmet akdi ve buna bağlı olarak işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı ve bu nedenle de uyuşmazlığın İş Mahkemelerinde çözülmesinin mümkün olmadığının kabulü isabetli ise de; hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde idare"nin sorumlu olup olmadığının yargısal denetimin, idari işlem ve eylemlerinden doğan zararların giderilmesi için 2577 sayılı .."in 2-b maddesine göre açılacak bir tam yargı davası kapsamında İdari Yargı yerlerince yapılması gerektiği yönünde karar verilmesi somut olay ile ve usul ve yasaya uygun değildir.
Mahkemece, davacıların murisi ile Davalı kurum arasında hizmet ilişkisi bulunmadığı için olayın bir iş kazası sayılamayacağı, uyuşmazlığın iş mahkemelerinde değil genel görevli mahkemelerde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yukarıda izah edilen maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ve yerinde olmayan gerekçeyle yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.