1. Hukuk Dairesi 2017/187 E. , 2018/11088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın asıl davanın kabulüne, asli müdahilin davasının reddine ilişkin olarak verilen karar asli müdahil vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacı, ... eşrafından ...’in (... ...) mirasçısı olduğunu, ... parsel sayılı taşınmazın ...’den (... ...) intikal ettiğini, tapu kaydının malik hanesindeki ‘’... oğlu ölü ... mirasçıları’’, ‘’ ... oğlu ölü ... mirasçıları’’ ve ‘’... kızı ölü ... mirasçıları’’ şeklindeki kaydın hatalı yazıldığını, ...’in çocuklarının adının ..., ... (...) ve ... ... olduğunu ileri sürerek ‘’ ... oğlu ölü ... mirasçıları’’ ve ‘’... kızı ölü ... mirasçıları’’ kaydının; ‘’ ... oğlu ölü ... ... mirasçıları’’ ve ‘’... kızı ölü ... mirasçıları’’ olarak düzeltilmesini istemiş, aşamada sunduğu 09.03.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile tapu kaydındaki ‘’... oğlu ölü ... mirasçıları’’ kaydının; ‘’ ... oğlu ölü ... ... mirasçıları’’ ve ‘’... oğlu ölü ... mirasçıları’’ kaydının ‘’... oğlu ... ... mirasçıları’’ şeklinde düzeltilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil, tapuda kayıt maliki olarak yer olan ‘’ ... oğlu ...’’ ve ‘’ ... oğlu ...’’ mirasçıları arasında yer aldığını, tapu kaydındaki ‘’... oğlu ölü ... mirasçıları’’ kaydının ‘’... oğlu ölü ... ... mirasçıları’’ olarak tashihine, davacı diğer paydaşların mirasçısı olmadığından ‘’... oğlu ölü ... mirasçıları’’ ve ‘’... kızı ölü ... mirasçıları’’ kayıtlarına yönelik isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddianın ispatlandığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, asli müdahilin davasının reddine dair verilen karar Dairece ‘’...isim tashihi istenen kişi ile davacının bağlantısını gösterir mirasçılık belgesinin olmadığı ve dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgelerinin ise çelişkili olduğu anlaşılmaktadır Hal böyle olunca;taşınmaz maliki ile davacının bağlantısını gösterir hasımlı mirasçılık belgesinin alınması,aradaki bağlantının tam olarak sağlanması ve yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırmanın yapılması,soruşturmanın eksiksiz tamamlanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir..’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, asli müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli taşınmazın 12.06.1962 yılında yapılan tapulama çalışması sonucunda Zilhicce 1288 Tarih, 159 Sıra, 2 Cilt, Sayfa 108’de kayıtlı tapu kaydına binaen ...’in çocukları ..., ... ve ... adlarına, maliklerin ölüm tarihleri ve mirasçıları bilinmediğinden 1/3’er pay ile ... oğlu ölü ... mirasçıları, ... oğlu ölü ... mirasçıları ve ... Kızı ölü ... mirasçıları adına tespit ve tescil edildiği, tescilin 25.02.1965 tarihinde itirazsız kesinleştiği, ... eşrafından Keçecioğlu ...’e ait 1300 tarihli atik kaydına göre 1281 doğumlu ... oğlu ...’in amcası ...’in kızı ... ile evli olup çocuklarının ..., ..., ..., ... ... ve ... olduğu ..., ... ve ...’nin çocuksuz ve bekar öldükleri, davacının mirasbırakanı olan 1865 doğumlu ... ...’in ise 01.11.1939 tarihinde öldüğü ve geride çocukları ... ..., ... ve ...’nin mirasçı olarak kaldıkları, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/41 Esas, 2016/97 Karar sayılı hasımlı veraset ilamı ile ... ve ... oğlu 1898 doğumlu ... ...’in bekar ve çocuksuz öldüğünün tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, tapulama tutanağına esas alınan Zilhicce 1288 Tarih, 159 Sıra, 2 Cilt, Sayfa 108’de kayıtlı tapu kaydındaki ... ile ... eşrafından ...’e ait 1300 tarihli atik kaydındaki ...’in aynı kişiler olduğu iddiasında bulunarak eldeki davayı açmış, asli müdahil ise tapu kaydındaki ... oğlu ..., ... oğlu ... mirasçıları arasında yer aldığını ileri sürmüş olup çekişme konusu taşınmazla ilgili mülkiyet ihtilafının bulunduğu ortadadır. Bu uyuşmazlığın, davacı ve asli müdahillerin birbirlerine karşı hasımlı olarak açacakları bir tapu iptal davasında çözüme kavuşturulacağı, uyuşmazlığın tapuda düzeltim davası ile görülme imkanının bulunmadığı açıktır.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.