3. Hukuk Dairesi 2014/22023 E. , 2015/2921 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KARGI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2014
NUMARASI : 2014/129-2014/423
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; muris H. T. "un 10.02.1994 tarihli vasiyetname ile 6 adet taşınmazını davacıların murisi M. T. "a vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin okunması dosyası ile vasiyetnamenin kesinleştiğini belirterek, taşınmazların tapu kaydının davacılar adına tescili ile vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu vasiyetnamenin 10.02.1994 tarihinde düzenlendiği, vasiyet eden H. T. "un 14.03.1995 tarihinde vefat ettiği, vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesince 22.05.1995 tarihli karar ile okunduğu ve bu davanın 03.04.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, davanın 10 yıllık süre içinde açılmadığından bahisle reddine dair verilen 20.06.2012 tarihli ilk kararının davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz 14.01.2013 tarihli ilamı ile " Yanların ortak murisi H. T. "un 14.03.1995 tarihinde vefat etmesi nedeniyle, yürürlükte olan 743 sayılı Medeni Kanunun 580. maddesi gereğince sürenin hak düşürücü süre olmadığı, zamanaşımı süresi olduğu ve davalıların zamanaşımı def"i olmadığından davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden” bahisle kararı bozduğu, Mahkemenin, Dairemizin kararına uyarak bu kez 08.05.2013 tarihinde davanın kabulü ile tapu kayıtlarının iptali ve taşınmazların davacıların murisi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verdiği, bu kararın davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz 03.12.2013 tarihli ilamı ile " Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse gerekçeli kararda hisseler gösterilmediği gibi, gerekçeli kararda veraset ilamına atıf yapılmıştır. Bu nedenle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının" doğru olmadığından bahisle kararı bozduğu, Mahkemenin, Dairemizin bozma kararına uyarak 24.06.2014 tarihinde davanın kabulü ile, murisin ölüme bağlı vasiyetnamenin murisin tüm miras payı 6 pay hesabıyla, K. T. (K.) hissesinin 1/6, F. T. (D.) hissesinin 1/6, Ş. T. (Yardımcı) hissesinin 1/6, A.. T.. hissesinin 1/6, C.. T.. hissesinin 1/6, A. T. (K.) hissesinin 1/6 olarak kabul edilmesi suretiyle infazına ve bu şekilde tenfizine karar vermesi üzerine, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
Muris H. T. "un davacıların babası M. T. "a vasiyet ettiği taşınmazların 74,65,1,14,679,29 nolu parseller olduğu ve bu parsellerin hüküm fıkrasında ada – parsel numarası olarak ayrıntılı yer almadığı anlaşılmaktadır.
HUMK."nun 388.(HMK nın 297.) maddesi gereğince; dava sonunda oluşturulan hüküm ile taraflara yüklenen hak ve mükellefiyetlerde tereddüt yaratmayacak açıklıkta ve infazı kabil olmalıdır. Hükümde, sadece vasiyetnamenin infazına ve 1/6 hissedar olarak tenfizine karar verilmiş olup, tesciline karar verilen taşınmazların ada, parsel bilgilerinin kararda belirtilmemesi doğru görülmemiştir.
Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespit edilmesine ilişkin olup, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamamaktadır.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.
Bu durumda, mahkemece; vasiyetnamenin tenfizine karar verilirken, vasiyetnameye konu .......... Köyü, 119/74-109/65-158/1-154/14-121/679 ile 120/29 parselde bulunan taşınmazların ayrı ayrı belirtilmek suretiyle davacıların miras payları oranında tescili ile vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında ada-parsel numaralarının yazılmaması suretiyle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.