3. Hukuk Dairesi 2014/16289 E. , 2015/2941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2014
NUMARASI : 2013/1058-2014/482
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, Süleyman Demirel Üniversitesinde ......... bölümünde okuduğunu, Isparta"da yaşadığını, ikinci üniversite olarak da açık öğretim fakültesinde okuduğunu; davalı babasının yaklaşık bir yıldır yardım yapmadığını, annesinin otelde çalıştığını, düşük gelirinin davacının ihtiyaçlarına yetmediğini; davalının ise, SSK emeklisi olduğunu, kira ödemediği gibi kira gelirinin de bulunduğunu; bu nedenlerle, dava tarihinden itibaren aylık 450,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davacının yardım nafakası davasının kısmen kabulü ile; dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ilerleyen yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranına göre nafakanın artırılmasına karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
Hukuk Genel Kurulu"nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.
Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise; ana babasından, öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için, belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Türk Medeni Kanun"un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların baba kız oldukları; davacının, Süleyman Demirel Üniversitesi ........bölümü İkinci Öğretim kısmında ve aynı zamanda Anadolu Üniversitesi ....... Fakültesi (Açıköğretim) Fakültesinde okuduğu; bu üniversiteler için, ayrı ayrı yıllık 770,00 TL ve 410,00 TL harç ödediği, apart dairede kaldığı, konaklama için aylık 450,00 TL ödediği, davalı babanın ise, 1.100 TL emekli ücreti aldığı, tanık anlatımlarında belirtildiği üzere 750,00 TL ücret karşılığı bekçilik yaptığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları yardım nafakasının niteliği, davalının gelir durumu, davacının iki üniversitede birden öğrenim gördüğü, barınma ihtiyacı nazara alındığında; hükmedilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. Bu itibarla, davacı tarafın temyiz itirazları yerinde görülerek, hükmün bozulması gerekmiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ihtiyaçlarını karşılayacak, davalının geliriyle orantılı olacak şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.