
Esas No: 2017/10032
Karar No: 2018/4190
Karar Tarihi: 21.02.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/10032 Esas 2018/4190 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR : 1-SAĞLIK BAKANLIĞI ADINA VEKİLİ
AVUKAT ...
2-GSG TEMİZLİK SAĞLIK HİZMETLERİ GIDA İNŞAAT TUR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İHBAR
OLUNANLAR : 1-ÖZÖRNEK İNŞ. EĞİTİM SAĞLIK GÜVENLİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
2-NİF-TEM TEMİZLİK VE MALZEMELERİ GIDA TURİZM İNŞ. VE ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
3-NİLAY ÖZEL GÜVENLİK TEMİZLİK GIDA TABLDOT SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
4-ÖZGE TEMİZLİK İNŞAAT TAAHHÜT BİLGİSAYAR VE GIDA TABLDOT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
5-AĞARLAR TEMİZLİK GIDA TUR. İNŞ. VE ÖZEL SAĞLIK LTD. ŞTİ.
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş akdinin emeklilik nedeniyle son bulduğunu ve alacaklarının ödenmediğini öne sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Sağlık Bakanlığı vekili, zamanaşımı ve husumet savunmasında bulunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı Sağlık Bakanlığı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücret alacağı bulunup bulunmadığı konsuunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarından hareketle davacının haftada 4 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş olup mahkemece bu rapora itibar edilerek fazla çalışma ücret alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki; davacının hükme esas alınan tanıklarının da işverene karşı davaları olduğu bir başka deyişle davalı işveren ile aralarında husumet bulunduğu görülmektedir. Husumetli tanık beyanları yan deliller ile desteklenmedikçe tek başına hükme esas alınamaz. Davacının fazla çalışma yaptığını ispata yarar dosya kapsamında başka bir delile rastlanılmadığı gibi davacı tanıklarından ..."ın açmış olduğu davada Dairemizce ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma alacağı isteminin reddi gerektiğinin kabul edildiği görülmektedir. (Dairemizin 15.01.2018 tarih 2017/9307 Esas ve 2018/38 Karar sayılı ilamı)
Açıklanan nedenler ile, davacının yöntemince ispatlanamayan fazla çalışma alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu alacağın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı 22/09/1999-26/07/2013 tarihleri arasında çalışmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise yıllık izin kullandığını gösteren belge sunulmadığından, davacının 13 tam yıl hizmeti boyunca hiç izin kullanmadığı kabulüne göre hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; dava dilekçesinde yıllık izinlerin hiç kullanılmadığı değil eksik kullanıldığı iddia edilmiş olup, işçinin 13 yıl boyunca hiç izin kullanılmamış olması da hayatın olağan akışına aykırıdır. Açıklanan nedenler ile Mahkemece, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; davacı asilin çalışma süresi boyunca izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık izin kullandığı konusundaki beyanı alınmalı sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
N.E.