21. Hukuk Dairesi 2015/6704 E. , 2016/1358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işverenlere ait işyerinde aylık 1.4000 TL net ücretle, 04.05.2007-04.07.2009 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmasının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, 27.11.2012 tarihli ilk celsede çalıştığı tarihleri yanlış hatırladığını, talebinin 2008 yılı Mayıs ayı ile 2010 yılı Nisan ayı arasındaki çalışmasının tespiti şeklinde olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
1- Hizmet tespiti yönünden;
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtayın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Diğer taraftan mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK 297, 298. (Eski 1086 sayılı HUMK 388.mad.) maddelerinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalılardan ... Nakliyat Bilg. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı işyerinin 26.06.2006 tarihinden itibaren yasa kapsamında olduğu, davacının bu işyerinden 27.04.2009-11.12.2009; 12.1.2010-31.03.2010 tarihleri arasında otuz günün altında hizmetinin bildirildiği, diğer davalılar adında tescilli işyeri olup olmadığının, vergi mükellefiyetlerinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, davalı işyerinde 27.04.2009 tarihinde yapılan denetimde davacının 24.04.2009 tarihinden itibaren dönemin asgari ücreti ile çalıştığına dair imzalı beyanının denetim tutanağına geçtiği, ticaret sicil müdürlüğünün 10.04.2014 tarihli yazısından davalı şirketin tasfiyesinin 07.02.2014 tarihinde tescil edildiği ve ticaret sicili kaydının terkin edildiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, öncelikle davalı şirketin tüzel kişiliğinin devam edip etmediğinin araştırılması, devam etmediği takdirde taraf ehliyeti de son bulacağından ihyası gerekirken bu hususun üzerinde durulmayışı, mahkemece davacının davalı işverenlerden kimin yanında hangi tarihler arasında çalıştığının belirtilmemiş olması infazda tereddüt yaratacaktır. Bunun yanı sıra davacının 27.11.2012 tarihli ilk celsede, dava dilekçesindeki tarihlerin hatalı olduğunu, çalışmasının başlangıç tarihinin, dava dilekçesindeki talebini daraltarak 2008 yılı Mayıs ayı olduğunu beyan etmesine rağmen, davacının 01.03.2008 tarihinden itibaren çalıştığının tespitine karar verilmiş olması hatalıdır. Ayrıca davacının davalı işyerinde yapılan denetimde 24.04.2009 tarihinden itibaren asgari ücretle çalıştığını beyan etmesi karşısında bu beyanın davacı açısından bağlayıcı olduğunun göz önünde bulundurulmamış olması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Yapılacak iş, öncelikle davacının davalı şirket işyerinde çalıştığının tespitine karar verilebilmesi için ticaret sicilindeki kaydının terkin edildiği bildirilen davalı şirketin ihyası gerektiğini göz önünde bulundurarak davacıya, davalı şirketin ihyasını sağlamak amacıyla dava açması için uygun süre vermek ve şirketin ihyasını sağlamak, davalı şahıslar adına davalı Kurumda tescilli işyeri olup olmadığını, varsa hangi tarihler arasında kapsamda olduklarını sormak, davalıların vergi mükellefiyetlerinin bulunup bulunmadığını araştırmak, davalı işyerlerine ait ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını getirtmek, dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, davacının çalışmasının sürekli nitelikte olup olmadığını sormak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının davalılardan kimin yanında hangi tarihler arasında çalıştığını hükümde gösterecek şekilde sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
2- Ücret tespiti yönünden ise davacının davalı işyerinde yapılan denetimde 24.04.2009 tarihinden itibaren asgari ücretle çalıştığını beyan etmesi karşısında bu beyanın davacı açısından bağlayıcı olduğu göz önünde bulundurulmadan ve asgari ücret üzerindeki çalışma iddialarının yazılı belgelerle ispatlanacağı hususu gözardı edilerek sonuca gidilmesi yerinde olmamıştır. Salt tanık beyanları ile davacının ücretinin asgari ücretin üzerinde olduğunun kabulü de mümkün değildir. Bu husus göz önünde bulundurulmadan davacının davalı işyerinde asgari ücretin üzerinde bir ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.