3. Hukuk Dairesi 2014/20043 E. , 2015/3062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KARABÜK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2014
NUMARASI : 2014/424-2014/512
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, "BEDAŞ yönünden açılan davanın kabulü; davalı TEDAŞ yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti olmadığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-d maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine" yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; ....................Genel Müdürlüğü Kontrolörü tarafından Bedaş"a resmi sağlık kurum ve kuruluşlarına yapılan faturalandırma işlemlerinin mevzuata uygun yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi konusunda düzenlenen 22/10/2010 tarih ve 134/İR.3/4 sayılı inceleme raporunda resmi sağlık kurum ve kuruluşlarına ait faturalarda "Diğer-1" için belirlenen tarifesinin uygulanması gerekirken ticarethane için belirlenen birim fiyatlarının esas alınması yada elektrik tüketim vergilerinin yersiz olarak tahakkuk ettirilmesi neticesinde Karabük Devlet Hastanesi için 9.793,53 TL, Karabük Doğum ve Çocuk Bakım Evi Hastanesi için 2.482042 TL, Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi için 23.775,48 TL, Safranbolu Devlet Hastanesi için 2.368,76 TL, Yenice Devlet Hastanesi için 1.043,69 TL, Karabük Sağlık Ocakları için 834,98 TL olmak üzere Bedaş için toplam 41.409,86 TL, Karabük Devlet Hastanesi için 19.866,25 TL, Karabük Doğum ve Çocuk Bakım Evi Hastanesi için 10.912,80 TL, Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi için 149.606,32 TL, Safranbolu Devlet Hastanesi için 101,98 ve 5.189,95 TL, Yenice Devlet Hastanesi için 2.130,33 TL, Karabük Sağlık Ocakları için 903,23 TL olmak üzere TEDAŞ için 188.710,86 TL olmak üzere her iki davalıya fazla ve yersiz ödeme yapıldığının tespit edildiğini, konuyla ilgili mezkur inceleme raporu ve fazla ödemelere ait ayrıntılı dökümün gösterildiği CD"nin sunulduğunu, idarenin söz konusu inceleme raporu ile durumdan haberdar olduğunu, bu fazla ödemenin davalı idareden talep edildiği halde BEDAŞ"ın 04/03/2011 tarih ve 2004286 sayılı cevabi yazısında fazla ve yersiz ödemeye dayalı her hangi bir iadenin mümkün olmadığı gerekçesiyle ödemeye yanaşmadığını, açılan davanın kabulü ile diğer her türlü fazlaya ilişkin haklar, beyan, itiraz ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla davanın fazla ve yersiz ödenen BEDAŞ için toplam 41.409,86 TL ödemenin ödeme tarihinden itibaren hesap olunacak ticari faiziyle birlikte tahsilini, TEDAŞ için 188.710,86 TL"nin ödeme tarihinde itibaren hesap olunacak ticari faiziyle birlikte tahsilini istediği görülmüştür.
Davalı TEDAŞ vekili, davanın usul yönünden haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, yetki yönünden HMK.nun 6. Madde gereği iş bu davanın Ankara"da açılması gerekirken Karabük ilinde açıldığını, bu nedenle davanın Ankara Mahkemelerinde açılmadığı için yetki yönünden davanın reddini, müvekkili kurum tacir sıfatına haiz bir tüzel kişilik olup, TTK ve HMK.nun 116 madde gereği iş bu davanın iş bölümü yönünden ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğinden iş bölümü itirazında bulunduklarını, dava konusu edilen alacak BK"nun ilgili maddesi uyarınca zaman aşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, TEDAŞ"ın 28/01/2009 tarihinde özelleşerek % 100 hissesinin Enerjisa Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri AŞ tarafından devralındığını, bu nedenle davanın husumetten reddini istediği görülmüştür.
Davalı BEDAŞ vekili, açılan davanın reddine karar verilmesini, ayrıca alacak yönünden ancak dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini, öncesine yönelik olarak temerrütün oluşmadığını ifade ettiği görülmüştür.
Mahkemece;" davalı BEDAŞ yönünden davanın kabulü ile; 100.775 TL"nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline, diğer davalı TEDAŞ yönünden pasif husumet ehliyeti olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili ile davalı BEDAŞ vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 13.05.2014 tarih ve 2014/3411 E.-2014/7402 K.sayılı ilamı ile “...Ancak, davada BK.nun 61-66. maddeleri (TBK.nun 77-82. maddeleri) gereğince; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, haklı bir sebep olmaksızın, gerçekte olmayan bir borcun ifası amacıyla yapılan fazla ödemenin istirdadı talep edildiğinden, sebepsiz zenginleşme kurumunda faizin işletilmesi için iade borçlusunun mutlaka temerrüde düşürülmesi gerekir.
BK.nun 101/1.maddesi (TBK.nun 117/1.maddesi) hükmüne göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer”.
Bu durumda, mahkemece; davacı tarafından davalının temerrüde düşürüldüğü tarihin araştırılarak, bu tarihten itibaren faizin işletilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, tacirler arasında uyuşmazlık olması halinde TTK.nun 3.maddesi uyarınca tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle, ticari iş mahiyetinde kabul edilmelidir. 3095 sayılı Kanunun 2/3.maddesi gereğince taraflar arasında sözleşme olmasa bile ticari işlerde ticari faiz uygulanır.
Ticaret Kanunu kapsamı dışında kalmalarına rağmen bazı işlem, fiil ve işler bir ticari işletmeyi ilgilendirmekte ise ticari iş sayılır (TTK md. 3). Farklı bir anlatımla; bir işte iki tarafın tacir olarak görünmesi, o işin ticari sayılması için yeterli değildir. Bir muamele, fiil veya işin ticari kabul edilebilmesi için ayrıca tarafların ticari işletmelerine de ilişkin olması gerekir.
Bir taraf için ticari sayılan husus sözleşme mahiyetini arzetmiyorsa karşı taraf için her halde ticari sayılmaz. TTK.nun 21/11.maddesinin uygulanabilmesi için aranan ön koşul, taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmış olması zorunludur. Taraflar arasındaki ilişki haksız fiil ya da haksız iktisapdan (sebepsiz zenginleşmeden) kaynaklanıyorsa bu hükmün uygulama olanağı yoktur. (Yargıtay HGK.nun 16.02.2000 tarih, 2000/19-90 E.-2000/96 K.sayılı ilamı).
Bu nedenle, davacı ile tacir olan davalı kurum arasında sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak sözkonusu olduğu için davada TTK.nun 21/2 maddesinin uygulama olanağı olmadığından tacir olan davalı yönünden ticari iş niteliğinde kabul edilemeyeceğinden, mahkemece; yasal faiz yerine ticari faize hükmedilmesi de bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde davalı BEDAŞ yönünden davanın kabulü ile; 100.775 TL"nin dava tarihinden tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, diğer davalı TEDAŞ yönünden pasif husumet ehliyeti olmadığından bahisle davanın reddine dair karar verilmiş, bozma ilamı üzerine verilen söz konusu hüküm, davacı S.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davanın kabulüne dair ilk hükmün davacı S.. B.. vekili ve Davalı Bedaş vekili tarafından temyiz edildiği, sözkonusu hükmün salt davalı BEDAŞ"a yönelik hükmedilen miktara ilişkin faiz ve faizin başlangıç tarihi ile nevi yönünden bozulduğu; böylelikle bozma kapsamı dışında kalan TEDAŞ"a yönelik pasif husumet ehliyeti yönünden verilen red kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki; mahkemece, bozmadan sonra verilen kararın ilam başlığında ve hüküm kısmında hakkında verilen red kararı kesinleşen TEDAŞ"ın ismi yazıldığı gibi gerekçe ya da hüküm kısmında davalı TEDAŞ yönünden verilen red kararının kesinleşmesi nedeniyle, davalı TEDAŞ yönünden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; davalı TEDAŞ yönünden pasif husumet ehliyeti olmadığından bahisle davanın reddine ve davalı TEDAŞ bakımından kesinleşen hükme rağmen yeniden vekalet ücretine hükmolunması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.