3. Hukuk Dairesi 2014/11007 E. , 2015/3109 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERZURUM 1. ASLİYE HUKUK(TİCARET) MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/162-2013/1127
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığa ait 22 adet su aboneliğinden kaynaklanan ve 2001 yılına ait olan atık su bedellerinin ödenmediğini belirterek, şimdilik toplam 204.552,65 TL atık su bedelinin, alacağın muaccel hale geldiği tarihlerden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın vergi mahkemesinde görülmesi gerektiğini, 01/01/1994 ile 01/01/2004 tarihinden sonrasına ait 1 adet fatura bulunduğunu, bu faturanın da 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun, 34/2.fıkrasında belirtilen beş yılı dolduran faturaların ödenmeyeceği hükmü gereğince ödenmediğini ileri sürerek; yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 5018 sayılı Kanun"un 34/3 fıkrası uyarınca, geçerli bir mazeret olmaksızın 5 yıl geçtikten sonra alacak talep edildiğinden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nin 20/12/2012 tarih 2012/3792-9664 E.K sayılı ilamı ile," ...Taraflar arasındaki ilişkinin özel hukuk hükümlerine tabi sözleşmeden kaynaklandığı ve 5018 sayılı Kanun hükümlerinin sözleşmeden doğan borçlarda uygulanamayacağı, sözleşmelerle ilgili zamanaşımı süresinin BK"nun 126. maddesi uyarınca 10 yıl olduğu gözardı edilerek karar verilmiş olması yerinde görülmediği, davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, Sayıştay Uzman Denetçi bilirkişiden alınan rapor hükme esas alınarak, davacının davasının faiz talebi de dikkate alınarak, kısmen kabulü ile 204.552,65 TL asıl alacak 852.702,20 TL yasal faiz olmak üzere, toplam 1.057.254,85 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; atık su bedelinden kaynaklanmaktadır.
HMK"nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
Somut olayda; davacı taraf, dava konusu alacak miktarını atık su bedeline hasretmiştir. Mahkemece, taraflar arasında su tüketimine veya atık su bedeline ilişkin bir abonelik sözleşmesi olup olmadığı araştırılmadığı gibi, alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu uyuşmazlığın, atık su mu yoksa kaçak atık su mu veya sondaj suyu kullanımından kaynaklanan atık su bedeli mi olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamış, davacı tahakkukları esas alınarak faiz hesabı yapılmıştır.
Ayrıca, rapor düzenleyen bilirkişinin su veya atık su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Davacının tahakkuk ettirdiği bedelden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti hâlinde ödemesi gereken bedeli uzman bilirkişinin hesaplaması gerekir.
Bu durumda, mahkemece; öncelikle uyuşmazlığın kaynağının ne olduğunun tespit edilerek; taraflar arasında imzalanan normal su veya atık su abonelik sözleşmesi ile davacının talep ettiği atık su bedellerine ilişkin faturaların temini sağlanarak, dava dosyasının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna verilerek, davacının tahakkuk ettirdiği bedelden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti halinde ödenmesi gereken atık su bedelinin tespitine yönelik denetime elverişli bir şekilde rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.