20. Hukuk Dairesi 2017/8214 E. , 2020/874 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 127 ada 79 parsel sayılı 29000,98 m² yüzölçümündeki taşınmaz, çalılık; aynı yer ve ada 80 parsel sayılı 9987,97 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ... köyü, çekişmeli taşınmazların köy tüzel kişiliğinin çayırı olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., 80 parsel sayılı taşınmazın üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla 18/12/2009 tarihli dilekçesi ile davaya katılmıştır. Mahkemece, davacı köy tüzel kişiliğinin davasının kısmen kabulüne kısmen reddine; müdahil davacının davasının kabulüne; 127 ada 79 parsel sayılı taşınmazın çayır niteliğiyle ... adına tesciline; 127 ada 80 parsel sayılı taşınmazın ise, müdahil ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/14155 E. - 2012/15122 K. sayılı kararı ile özetle; "çekişmeli taşınmazlar sınırında 127 ada 2 sayılı orman parseli bulunduğu ve çekişmeli taşınmazlar çalılık ve ham toprak niteliğiyle tesbit edilmiş olduğu halde, mahkemece çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmadığı gibi, yapılan zilyetlik araştırması da yeterli değildir. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, Tarım ve Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal - renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre
parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı köy ile katılan davacı yanında, murisi yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Bozma kararı sonrasında mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı köy tüzel kişiliğinin Sivas ili, Akıncılar ilçesi, ... köyü, Kuyucak mevkii 127 ada 79 parsel sayılı taşınmaz hakkında açmış olduğu davasının kabulü ile taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, aynı yüzölçümü ve çayır vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı köy tüzel kişiliğinin ve asli müdahil ..."ın aynı yerde bulunan 127 ada 80 parsel sayılı taşınmazla ilgili açmış olduğu davalarının reddi ile, 9987,97 m² yüzölçümlü ve ham toprak vasfındaki 127 ada 80 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçüm ve vasıfla tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından 127 ada 79 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 19/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.