11. Hukuk Dairesi 2016/11586 E. , 2018/3608 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/07/2016 tarih ve 2016/103-2016/377 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 255.000 TL kredi kullandığını, kredi ödeme planında da gösterildiği gibi 19/11/2014-19/11/2019 yılları arasında geri ödenmesinin planlandığını, 2019 yılında bitirilmesi planlanan kredinin müvekkili tarafından 19/02/2016 tarihinde tamamen ödendiğini, fakat davalı banka tarafından erken kapama komisyonu adı altında 11.051,40 TL tahsil edildiğini ileri sürerek, haksız olarak alınan 11.051,40 TL erken kapama komisyonunun tahsil tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının tacir olduğunu, müvekkili bankadan ticari kredi kullandığını, kredi işlemlerinde komisyon, ücret ve masraf talep edilmesinin bankanın yasal hakkı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kredi sözleşmesinde kredinin erken kapanmasına ilişkin herhangi bir madde bulunmadığı, davalı tarafça erken ödeme komisyonu alımına ilişkin müşteriye yapılan herhangi bir bildirim ve müşterinin kabulünü içerir bir belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 11.051,40 TL"nın dava tarihi olan 04/03/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari nitelikteki kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun erken ifası nedeniyle davalı banka tarafından erken ifada bulunan davacıdan tahsil edilen komisyon tutarının istirdadı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin kurulduğu tarih itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK"nın 96. maddesi, "Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz." hükmünü içermektedir. Şu halde, borçlunun borcunun erken ifasına engel bir durum söz konusu olmasa dahi, bu sebeple sözleşme ile kararlaştırılmış toplam borçtan indirim yapılabilmesi, ancak, maddede öngörülen ve istisnai nitelikteki hallerin varlığı halinde mümkündür. TBK"nın 96. maddesinde erken ifa halinde indirim
yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnasını teşkil edecek şekilde yapılacak indirimin ve bunun koşullarının sözleşmede belirlenmesi ve söz konusu sözleşmenin TBK"nın 20. maddesi kapsamında kalan bir niteliği olması halinde, sözleşmede borçtan indirim yapılacağının kararlaştırılmış olması ve buna bağlı olarak yapılacak indirimin yine sözleşme ile belirlenen koşullarının, kural olarak borçlunun lehine yapılmış istisnai bir düzenleme niteliğinde olup olmadığının, yapılan sözleşmesel düzenleme ile karşı taraf borçlunun menfaatine aykırı bir durum oluşturulup oluşturulmadığının, somut olaya özgü nedenler de gözetilmek suretiyle, anılan temel kural çerçevesinde irdelenmesi ve bunun sonucuna göre TBK"nın 21. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacak ise ne şekilde uygulanması gerektiği hususları karar yerinde tartışılarak sonuca varılmak gerekir.
Mahkemece, yukarıda sayılan hususlarda tatminkar ve denetime elverişli bir inceleme, değerlendirme ve tartışma yapılmaksızın yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.