MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davanın ilgisi nedeniyle ..."ne yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanmasının gerekliliği ile, çifte tapunun önlenmesi için yeniden yapılacak keşif sonucu teknik bilirkişiden alınacak rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin tapuda kayıtlı olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, dava konusu taşınmazın bulunduğu yöreye ait tescil davasının açıldığı 04.04.2008 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1980-1988 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması ve stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu hususlarında tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, davacıların belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğü"nden sorulması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde açıklanan sınırlamalar yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Yargılama sırasında yörede kadastro geçmesi sonucu çekişmeli taşınmazın bir bölümü 106 ada 2 parsel numarası ve 17.810,26 metrekare yüzölçümlü olarak eşit payla ... ve ... adlarına, 106 ada 1 parsel numarası ve 6.271,80 metrekare yüzölçümlü olarak ... adına tespit edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu taşınmazın kadastro teknisyeni ..."ın bila tarihli raporunda (C) harfi ile gösterilen kısmı yönünden; dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu bölüme yönelik hükmün ONANMASINA,
2- Davacılar vekilinin dava konusu taşınmazın kadastro teknisyeni ..."ın raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümüne ilişkin olarak açılmışsa da çekişmeli taşınmazın bu bölümleri hakkında dava tarihinden sonra kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle (A) harfi ile gösterilen kısmın 106 ada 1 sayılı parsel içerisinde, (B) harfi ile gösterilen kısmın ise 106 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca da kadastro tesbiti sırasında genel mahkemelerde dava konusu olan taşınmazların geometrik ve hukuki durumunu belirlemek görev ve yetkisi Kadastro Mahkemesine ait bulunmaktadır. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen dikkate alınması gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken bu bölümler hakkında davanın esasına girilerek hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 20.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.