17. Ceza Dairesi 2016/12910 E. , 2018/3139 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-14.10.2013 tarihli Olay ve Yakalama Tutanağı incelendiğinde, olay tarihinde ...içerisinde plakasız bir motosikletin olduğu ve çalıntı olabileceği ihbarı üzerine kolluk bahse konu olan caminin bulunduğu yere gittiğinde, ihbarda bulunan tanık ... kolluk görevlilerini karşılayarak, motosikletin bulunduğu yere görevlileri götürdüğü sırada, tanık ...’nın “Şahıslar arka tarafa kaçıyor” demesi üzerine suça sürüklenen çocukların kovalamaca sonrası yakalandığı ve tanık olarak dinlenilen ...’nın suça sürüklenen çocukların suçu işlediklerine dair kesin bir bilgisinin olmadığı anlaşılmakla, şahısları yakalayan kolluk görevlilerinin tuttuğu 14.10.2013 tarihli tutanağa dayanılarak kamu davası açılmış ise de, suça sürüklenen çocukların tüm aşamalarda “Üzerimizde kimlik bulunmadığı için korktuk ve korkarak caminin içine kaçtık “ diyerek, suçu işlemediklerini beyan etmeleri karşısında, suça sürüklenen çocukların suçu işlediğine dair delil olan 14.10.2013 tarihli olay yakalama tutanağı olduğu anlaşılmakla, bu tutanak altında imzaları bulunan tutanak tanıkları çağırılıp-usulüne uygun olarak ayrıntılı bir şekilde dinlenilmeden, eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,
2)2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesinde; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” Buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 34. maddesinde de “Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır.” hükümleri yer almaktadır.
Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.
Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken noktalar ise 5271 sayılı CMK"nın 230. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sırayla;
a)İddia ve savunma, bunların dayandırıldığı ve mahkemece toplanan kanıtların neler olduğu,
b)Kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi ve reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan ve kabul edilen kanıtlar ve nedenleri,
c)Tüm bunların ışığında ulaşılan kanı; sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi,
d)Cezayı ağırlatan ve hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenlerle cezayı kaldıran yasal nedenlerin bulunup bulunmadığı, bunlara ilişkin istemlerin kabul veya reddiyle temel cezanın belirlenmesine ilişkin nedenler,
e)Cezanın ertelenmesine, tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirinin uygulanmasına yönelik veya bu konulardaki istemlerin kabul veya reddine ilişkin dayanaklar gösterilecektir.
Ayrıca 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesi uyarınca hükmün esasını oluşturan hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvurma olanağı varsa süresi, şekli ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
Açıklanan bu usul kuralları buyurucu nitelikte olup, uyulmaması 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CYUY"nun 308/7 (5271 sayılı CMK"nın 289/1-e) maddesi uyarınca kesin bozma nedenini oluşturur. Anayasa"nın 141/3, 5271 sayılı CYY"nın 34, 230, 232 ve 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CYUY"nun 308/7. maddeleri gözetilmeden ve bu ilkelere uyulmadan, yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 14.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.