20. Hukuk Dairesi 2018/1744 E. , 2018/4641 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, 01/03/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi, ... köyü 683 parsel sayılı taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları içinde olduğu halde, 2013 yılında 56 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı dışında bırakıldığını, eylemli orman niteliğinde olduğunu belirterek, taşınmazın orman sınırı içine alınmasına, davalı adına olan tapu kaydının iptaline ve elatmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının tefrikine, orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne, 56 numaralı Komisyonun orman sınırı dışına çıkarma işleminin iptaline, taşınmazın orman sınırı içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 1951 yılında 5653 sayılı Kanuna göre makiye ayırma işlemi, 01/02/2013 tarihinde 30 gün süre ile ilân edilip eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1983 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk orman tahdit sınırları içinde olduğu halde; 2013 yılında 56 numaralı Komisyonca yapılan aplikasyon çalışmasında dışarıda bırakıldığı iddiasıyla ve taşınmazın tekrar orman sınırı içine alınması istemiyle dava açmış, mahkemece, taşınmazın eylemli orman niteliği taşıdığı gerekçesiyle orman sınırı içine alınmasına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın ilk orman tahdit haritasındaki konumunun gösterilmemiş olması nedeniyle geri çevrildiği, Dairenin geri çevirme kararı üzerine hazırlanan ek rapor içeriğinde; çekişmeli taşınmazın her bir orman kadastro çalışmasındaki konumu ile ilgili hiç bir açıklamanın yapılmadığı, her bir çalışmaya ait orman sınır noktalarının yazılı olmadığı, ilk orman tahdit haritasında numaralandırılmış küçük yuvarlak boşlukların ne anlama geldiğinin açıklanmadığı, bu nedenle raporun denetlenemediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen belgelerden; çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... köyünde, çekişmeli 683 parsel sayılı taşınmazın de içinde bulunduğu bir kısım taşınmazların "Dedekoru Devlet Ormanı-1" sınırları içindeyken, 2013 yılında 56 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca düzenlenen 6 numaralı sınır düzeltme tutanağı ile önce orman .
sınırı dışına çıkarıldığı; daha sonra 8 numaralı sınır düzeltme tutanağı ile "... Özel Ormanı" olarak sınırlandırıldığı; daha sonra 02/01/2013 gün ve 15 numaralı sınır düzeltme tutanağı ile önceki tutanaklar iptal edilerek bu kez ekli listede yazılı - dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu- taşınmazların makiye ayrılmış ve iskanen tevzi edilmiş yerlerden olması sebebiyle orman sınırı dışında bırakılmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak sınır düzeltme tutanağı ekinde bu çalışmaya ilişkin bir harita bulunmadığı gibi; uzman bilirkişiler tarafından da gerek asıl; gerekse geri çevirme kararı sonrasında düzenlenen ek raporda çekişmeli taşınmazın, bu çalışmaların her birine ait birbiri üzerine çakıştırılmış haritalardaki konumunun ayrı ayrı gösterilmediği anlaşılmaktadır.
O halde, çekişmeli taşınmaza ilişkin yapılan tüm orman kadastrosu, aplikasyon ve sınır düzeltme çalışmalarına ilişkin harita ve tutanaklar dosyaya getirtildikten sonra; önceki keşifte görev almamış bir fen ve bir serbest orman bilirkişi aracılığıyla yapılacak keşifte; 3116 sayılı Kanuna göre düzenlenen orman kadastro haritası, 2012 yılında yapılan aplikasyon ve daha sonraki sınır düzeltme çalışmalarına ilişkin haritaların ölçeği, kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (... veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parseller ve değişik açı ve uzaklıkta en az 10-12 OS noktası görülecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun her biri üzerinde ayrı ayrı renklerle gösterildiği, denetime elverişli, müşterek imzalı rapor kendilerinden alınarak dosya içine konulması, taşınmazın kısmen veya tamamen 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk orman sınırı içinde kaldığının anlaşılması halinde; eğiminin yüksek ve eylemli orman olması nedeniyle, 5653 sayılı Kanunda ve 17/08/1950 tarihli yönetmelikte maki komisyonlarının kesinleşmiş orman sınırı içinde maki tespit işlemi yapacağı konusunda hiçbir hüküm bulunmadığı, ormanların ve orman muhafaza karakteri taşıyan makiliklerin hiç bir zaman makiye ayrılamayacağı, ayrılmış olsa bile yasaya aykırı olarak yapılan işlemin yok hükmünde olacağı, HGK"nın, YKD"nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararında kabul edildiği gibi, kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kalan taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının hukukî değerini yitireceği, orman içinde kalan ya da orman sınırı dışına çıkartılan alanlarda tapu kayıtlarına değer verileceğine ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45. maddesi Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün 31/13 ve 14/03/1989 gün 35/13 ve 13/06/1989 gün 7/25 sayılı kararları ile iptal edildiğinden, davalı kişilerin dayanacağı bir yasal yolun bulunmadığı, hak düşürücü sürelerin geçtiği, 56 numaralı Komisyonun yalnızca aplikasyon ve 2/B uygulaması yapmakla görevlendirildiği, somut olayda 2/B uygulaması yapılmadığı, aplikasyonun da ilk tahdide aykırı olamayacağı düşünülmeli, davalının temyizinde sözünü ettiği ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/260 E. - 1997/227 K. sayılı dosyasının bu dosya ile ilgisi, kesin hüküm veya orman araştırması bakımından güçlü delil oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeli, tüm bunların sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde 19/06/2018 iadesine 19/06/2018 günü oy birliği ile karar verildi.