3. Hukuk Dairesi 2014/21551 E. , 2015/3259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2013
NUMARASI : 2012/52-2013/331
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 20.10.2010 tarihinde yerleşerek ikamet ettiği meskende yaklaşık 14 ay kadar abone olmadan elektrik kullandığını, davalı dağıtım şirketine bağlı görevlilerce yapılan kontrol sonucunda müvekkili hakkında kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile tutanak tutulduğunu ve sonrasında 20.494,50 TL kaçak elektrik tüketim faturası tahakkuk ettirildiğini, ancak müvekkilinin abone olmadığı dönemde ancak 1.000 TL tutarında elektrik tüketebileceğini ileri sürerek; 20.494,50 TL tutarındaki kaçak elektrik bedelinin 19.494,50 TL"si nedeniyle davalı dağıtım şirketine borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece; “...yapılan keşif ve bu keşfe istinaden düzenlenen elektrikçi bilirkişi raporunda davacının ödemesi gerekli elektrik miktarının 14.600,52 TL olarak hesaplandığı, ancak, Gaziantep 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/472 E. sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda belirlenen miktar ile bilirkişi raporundaki miktar arasında aşırı oransızlık ve çelişki bulunduğundan, ikinci bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ikinci bilirkişinin raporu ile de, davacının ödemesi gerekli elektrik tüketim miktarının 610,17 TL asıl alacak, 1.242,92 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.853,09 TL olduğunun belirlendiği, bu bilirkişinin raporunun asıl alacak yönünden Gaziantep 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/472 E. sayılı dosyasındaki bilirkişi raporundaki miktarla yaklaşık aynı olduğu ve birbirlerini doğruladığı...” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 20.494,50 TL tutarındaki kaçak elektrik cezası ile ilgili olarak 18.641,41 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak elektrik tutanağı nedeniyle yapılan tahakkukun fahiş olduğu iddiasıyla menfi tesbit istemine ilişkindir.
Kaçak elektrik tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinin a bendinde; Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahele ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketimi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının abone olmadan elektrik tüketiminde bulunduğu, kullandığı sayacın ise yapılan müdahale nedeniyle % 95 oranında eksik tüketim kaydettiği anlaşılmaktadır. Davacının açıklanan bu eylemi, kaçak elektrik enerjisi tüketimidir. Esasen bu husus mahkemeninde kabulündedir.
Davacının bu eylemi nedeniyle görülen ceza davasında, görüşüne başvurulan bilirkişi eylemi usulsüz elektrik enerjisi olarak nitelendirmek suretiyle davacının sorumlu olduğu miktarı belirlemiştir. Bu durumda, (delil yetersizliği nedeniyle davalının beraatine karar verilen) ceza davasında aldırılan bilirkişi raporu ile belirlenen miktarın değerlendirmeye esas alınması doğru değildir.
Öte yandan, mahkemece; davacının sorumlu olduğu kaçak elektrik miktarının belirlenmesi açısından, elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmış ise de bu rapor yeterli görülmeyerek ikinci kez farklı bir elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, davacının sorumlu olduğu miktar yönünden iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin, ceza davasında alınan bilirkişi raporundaki miktar ile yaklaşık olarak aynı olduğu gerekçesiyle ikinci rapora dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışındaki elektrik mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi ve tutanak tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ve EPDK kararları esas alınarak, iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde; somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.