3. Hukuk Dairesi 2014/21716 E. , 2015/3262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERZURUM 4.ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2014 (EK KARAR:11.02.2014)
NUMARASI : 2013/129-2014/13
Taraflar arasındaki Tüketici Hakem Heyeti Kararının iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş, mahkemece verilen ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmesi üzerine davalı asıl hükümle birlikte red kararını temyiz etmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava; elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp/kaçak bedeli hakkında verilen Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının itiraz yolu ile iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu kayıp/kaçak bedeli, miktar itibariyle karar tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinde ve HUMK. nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında bulunmakta ise de; kayıp/kaçak bedelinin alınıp alınmaması hususunda verilen hükmün salt alınan bu bedele münhasır olmayıp, sonraki faturaların düzenleme biçimine de etkisi olacağı, bir başka deyişle kararın ard etkisinin bulunduğu ve bu yöndeki talebinde devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olduğu kuşkusuzdur.
Yine, kayıp/kaçak bedeli uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren, toplu bir hak uyuşmazlığının bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu itibarla, kayıp/kaçak bedelinin yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olduğu yönünde tespit istemini de içeren böyle bir davada verilen karar, konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin ileriye dönük uygulanıp uygulanmaması yönünde de sonuç doğuracağından, temyiz incelemesinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiğine; dolayısıyla bu davanın miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiştir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K., 13/05/2009 günlü ve 2009/13-122 E.-2009/189 K., 13/10/2010 günlü 2010/13-406 E.-2010/503 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir.
Bu nedenle kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelemesine geçildi:
Davacı vekili dilekçesinde; davalı elektrik abonesi tarafından dönem faturalarına kayıp/kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği gerekçesiyle Yakutiye Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulduğunu, hakem heyetince talebin kabulü ile 21,64 TL"nin faizi ile birlike davalıya iadesine karar verildiğini ileri sürerek; hukuka aykırı olan Yakutiye Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 20.05.2013 tarih ve 2879 nolu kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu kayıp/kaçak bedelinin, ilgili mevzuatlar doğrultusunda tahsil edildiği, hakem heyetinin bu konuda görevli olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, Yakutiye Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının kararının iptaline dair verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp/kaçak bedelinin abonelerden alınıp alınmayacağına ilişkindir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin 1 .fıkrasında, bu Kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kurulduğunu belirtmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur...” hükmüne yer verilmiştir.
Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fıyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.
Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun, 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadar ki maliyet ve kar payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp/kaçak bedeli adı altında bedel tahsil etmişlerdir.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle (kaçak) kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.
Bu hal, parasını her halükarda tahsil eden davacı şirketin çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur. Diğer bir anlatımla, davacı şirket kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davacı şirkete aittir.
Bununla birlikte, tüketicinin faturalara yansıtılan kayıp/kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, yani şeffaflık hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır(Aynı ilkeler HGK. nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.).
Hâl böyle olunca; mahkemece, kayıp/kaçak bedelinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.