Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3745
Karar No: 2016/1639
Karar Tarihi: 11.02.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/3745 Esas 2016/1639 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/3745 E.  ,  2016/1639 K.
"İçtihat Metni"



Davacı, Bağ-Kur sigortalılığının tespitiyle, 07/05/2013 tarihinden itibaren emekli aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının Kurum tarafından iptal edilen 23.06.1985-31.12.1995 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğunun tespiti ile 07.05.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01.06.2013 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden, davacının vergi kaydına isitaneden 20.4.1982 tarihinde sigorta tescilinin yapıldığı ve 20.04.1984-30.04.1985, 23.06.1985-31.12.1995, 18.01.2000-31.12.2001 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, 05.11.1981-30.04.1985, 23.06.1995-31.12.1995, 18.01.2000-31.12.2001tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, oda ve sicil kaydının bulunmadığı, 07.05.2013 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu ancak Kurumca bir kısım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edilmesi nedeni ile 5400 günlük prim gün süresini doldurladığından talebinin reddedildiği ve tahsis talebi üzerine davacının 20.04.1982-30.04.1985, 20.05.1995-31.12.1995, 18.01.2000-31.12.2001 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, davacının 1980/3-2013 yılları arasında 435 gün SSK"lı çalışmasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde; zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmak için, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. Yine, 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile de; kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ- Kur sigortalısı olacağı belirtilmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; davacının vergi kaydına istinaden 20.04.1982 tarihi itibari ile tescili yapılmış ise de, 30.04.1985-31.12.1995 tarihleri arasında vergi kaydının bulunmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılık süresinin değiştirildiği anlaşılmış olup, davacının vergi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı olmayan 30.04.1985-31.12.1995 tarihleri arasında kalan dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulü mümkün değildir.
.../...


Öte yandan davacı, tecil ve taksitlendirme Kanunundan yararlanmak suretiyle geçmişe yönelik olarak dava konusu döneme ilişkin Kuruma prim ödemesinde bulunmuşsa da; gerek, 3780, gerekse, 4247 sayılı Kanunlar, kazanılmış ve mevcut sigortalılığa ilişkin olarak tahakkuk etmiş prim borçlarının ödenmesine ilişkin olup; Kurumun hatalı işlemi ile bu Kanunlardan yararlanmak suretiyle geriye yönelik olarak primlerin ödenmesinin, sigortalı olmadığı süreler yönünden davacı yararına usulü kazanılmış hak yaratması mümkün değildir. Ancak yapılan ödemeler, ödeme yapıldığı tarihten ileriye doğru davacıya isteğe bağlı sigortalılık süresi kazandırır.
Mahkemece yapılacak iş, davacının zorunlu bağ-kur sigortalı kabul edildiği süreler dışında kalan dönem dışında ödediği primlerin, ödemeye başladığı tarihlerden sonra karşıladıkları süre kadar davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilerek çıkacak sonuca göre yaşlılık aylığı koşullarını değerlendirmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi