Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11736
Karar No: 2018/4699

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11736 Esas 2018/4699 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, satın aldıkları taşınmazın tapu sicilindeki hatalı kayıtlar nedeniyle uğradıkları zararın tazmin edilmesini talep etmişlerdir. Mahkeme, davacıların talebini kabul etmiş ve davalıdan 251.... TL tazminat ödenmesine karar vermiştir. Ancak, bu kararı temyiz eden davalı vekili, tapu kayıtlarında yapılan hataların gerçek zarara sebep olmadığını ve tazminatın belirlenmesi için gerekli araştırmaların yeterince yapılmadığını iddia etmiştir. Yargıtay da, davacılar lehine karar veren mahkeme kararını bozmuş ve davayı inceleme altına almıştır.
Kararda, tapu sicilinin tutulması nedeniyle doğan zararlardan devletin sorumlu olduğu, bu sorumluluğun kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olduğu belirtilmiştir. Tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılması yeterlidir. Tazminat miktarı, gerçek zararın belirlenmesiyle hesaplanmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenmelidir. Tapusu iptal edilen taşınmaz için tazminat belirlenirken, arsa
20. Hukuk Dairesi         2016/11736 E.  ,  2018/4699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 11/08/2014 tarihli dava dilekçesi ile müvekkillerinin murisi ..."a karşı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/506 Esas sayılı dosyası ile açılan tapu kaydında düzeltim davası sonucu müvekkilerinin murisinin ... ili, ... ilçesi, ... mevki, 8 pafta, 1031 parsel sayılı taşınmazdaki 312/5600 hissesinin 312/....000 olarak düzeltildiğini, ayrıca 8/....000 payın iptali ile 304/....000 olarak tapuya tesciline karar verildiğini, müvekillerinin murisi ..."ın 07/06/2000 tarihinde davaya dayanak taşınmazın 312/5600 oranındaki hissesini Kemal Kaya"dan satın aldığını, ancak müvekkillerinin murisinin muhattap kalmış olduğu dava sonucu söz konusu taşınmazdaki hisse oranının 304/....000"ne düştüğünü, yani müvekkillerinin murisinin tapu siciline güven ilkesine dayanarak almış olduğu taşınmazın dava sonucu 312 m²"den 60,80 m²"ye düştüğünü, halbuki olayın tarihi akıbetine bakıldığı zaman tapu memurunun yanlış sicil tutmasından kaynaklanan bir vakı olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin murisi ..."ın tapu siciline güvenerek 07/06/2000 tarihinde 312/5600 hisse oranlı olarak satın almış olduğu taşınmazı mahkeme kararı ile 304/....000 hisse oranına düşürülmesi taşınmaz üzerindeki hakkının 312 m²"den 60,80 m²"ye düştüğünü, bu nedenlerle tapu memurunun hatalı işlemi nedeniyle müvekkillerinin uğramış olduğu zararın TMK 1007.maddesi gereğince şimdilik 2000 TL"sinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacılar vekili 07/12/2015 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle talebini 251....,00 TL"ye yükselterek, dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu: Davacı tarafça açılan davanın kabulü ile 251....,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 4721 sayılı Tük Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/... - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/... - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak 4721 sayılı Tük Medenî Kanununun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.
    Medenî Kanunun 1007. maddesinde sözü edilen zarar gerçek zarar olup, burada gerçek zarar; davacının mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idi ise, aynı durumun yeniden tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; ....09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. Davacıların murisi tarafından 2000 yılında satın alınan 1031 parselin 32/5600 hissesinin, tapu işlemleri sırasında yapılan yazım hatalarından dolay açılan tapu iptali davası sonucu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/506-2011/71 E. K sayılı kararıyla 304/28000 olarak düzeltildiği ve bu kararın 17/3/2014 tarihinde kesinleşmekle, davacıların hiselerine düşen miktarın 251....m2 azaldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacılar yönünden mülkiyetin kaybedildiği 17/3/2014 tarihinde zarar meydana gelmiş olduğundan bu tarihe göre taşınmazın niteliği ve değerinin belirlenmesi gerekmektedir.
    Davanın niteliğine göre tazminat miktarı belirlenirken, öncelikli konu, gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin hesaplanması olup, arazi niteliğindeki taşınmazlarda, başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
    Tapusu iptal edilen dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğundan, değerlendirme tarihinden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu olup, mahkemece emsal araştırılması yapılmaksızın ve inşat bilirkişisi bulunmayan bilirkişi kurulu tarafından piyasa araştırmasına göre ve değerlendirme tarihi belirtilmeksizin düzenlenen, denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır.
    Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan tazminat istemine dayanak taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki (tapu iptal kararının kesinleştiği 17/03/2014 tarihi) karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan ... payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, taşınmaz üzerinde bulunan kat mülkiyeti kurulu binanın Bayındırlık Bakanlığı resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması,emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal
    taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi, emsal alınan taşınmazın ise satışının yapıldığı tarih itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parsel iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırılma sonucu verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA .../06/2018 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi