3. Hukuk Dairesi 2015/2647 E. , 2015/3369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SANDIKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2013
NUMARASI : 2007/246-2013/38
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacının dava konusu taşınmazları 14/06/1984 tarihli satış senedi ile 20.500 İsviçre Frankı satış bedeli karşılığında satın aldığını, satış tarihinde bu yerlerin tapusuz olduğunu ve dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro çalışmalarının 21/05/1998 tarihinde kesinleştiğini, davacının kadastro çalışmaları sırasında yurt dışında İsviçre"de olduğunu, 15-20 gün önce davalının bu taşınmazları başka birine satacağı duyumunu aldığını beyan ederek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde taşınmazlar için satış bedeli olarak verilen 20.500 İsviçre Frankı"nın bugünkü değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; davacı ile davalının kardeş olduğunu, her ikisinin de yurt dışında çalıştıklarını, davacının İsviçre"den emekli olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında Türkiye"de olduğunu, müvekkili ile 1984 yıllarında araları çok iyi olan davacının sık sık buluştuğunu, birbirlerine itimat ettikleri için açık kağıt imzalayıp verdiklerini, davacının seneler önce verilen boş kağıdın üzerine sanki davalıca Sandıklı Çevrepınar köyündeki evi ve tarlaları satılmış gibi gösterip köye kadastro girip 10 seneyi doldurmaya çok kısa bir süre kala kötüniyetli olarak bu terditli davayı açtığını, satış senedi incelendiğinde gayrimenkullerin tapusuz olduğunun görüleceği, tapusuz gayrimenkullerin menkul mal hükmünde olduğunu, usulsüz ve kanunsuz açılan terditli davanın açıklanan nedenler ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dava konusu 11 ve 51 nolu parseller hakkında, sözleşme tarihi 14/06/1984 olup, 01/06/2007 dava tarihine kadar kanunda öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, 46 ve 48 nolu parseller yönünden ise, davanın kısmen kabul ile denkleştirici adalet ilkesi gereği hesap edilen 3004 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davada; taşınmaz satış sözleşmesi ile ödenen bedelin, tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeni ile, TBK"nun 77-82.maddeleri (BK"nun 61-66.maddeleri) gereğince iadesi talep edilmektedir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK"nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Dava konusu 11 ve 51 nolu parseller yönünden; Taraflar arasındaki satış sözleşmesi, taşınmazın bulunduğu bölgedeki, kadastro tespitinden önce yapıldığı için,her ne kadar sözleşme adi yazılı şekilde yapılmış olsa da geçerli sayılmaktadır.
Bu nedenle de, dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. maddesi (6098 sayılı BK."nun 146. maddesi) gereğince 10 yıldır.Ayrıca zamanaşımı, borcun muaccel olması ya da, ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakacak olursak, dava konusu 11 ve 51 nolu parseller, kadastro tespiti sonrası 21.5.1998 tarihinde davalı adına işlem görmüştür.
Artık, bu tarih itibariyle, davacı açısından tapu devri, imkansız hale gelmiş olmaktadır.İfanın imkansız hale geldiği tarihten, dava tarihi olan 01.06.2007 tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı henüz dolmamış olduğundan davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan; dava konusu 46 ve 48 nolu parseller yönünden ise; hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu taşınmazların dava tarihi itibariyle değerleri tespit edilmiş, mahkeme tarafından da bu bedel esas alınarak kısmen kabul kararı verilmiştir.
Taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi geçerli bir sözleşme olup, davacının da dava dilekçesinde, taşınmazlar için satış bedeli olarak verilen 20.500 İsviçre Frankı"nın bugünkü değerinin tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olmakla, frank olarak ödenen bedelin dava tarihi itibariyle TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.