10. Hukuk Dairesi 2016/18199 E. , 2019/2844 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu davada; Davacı 2011-2014 yılları arasında davalı ...’na bağlı olarak ücretli öğretmenlik yaptığından bahisle eksik bildirilen hizmetlerinin tespitini talep ettiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek eksik bildirilen günlerin tespit edildiği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Kanunun 13. maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır. 13. madde hükmü, anılan mevzuattaki düzenlemelere egemen olan ilkelerle birlikte ele alındığında, ücretli öğretmenlerin çalışma ilişkilerinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelendirilmeye olanak verecek bir bağımlılığın bulunmadığı, bunların, öngörülen ve önceden belirlenen süre içerisinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıkları belirgindir.
Yeri gelmişken vekil öğretmenlik ile ücretli öğretmenliğin farkına da değinmek gerekirse, Vekil öğretmenler kadrolu bir öğretmenin hamilelik ya da askerlik gibi geçici nedenlerle görev yapamadığı sürelerde öğretmen maaşının bir kısmı ödenmek ve Emekli Sandığı ile ilişkilendirilmek suretiyle görevlendirilen geçici statüde öğretmenler iken, ücretli öğretmenler hizmet akdine dayalı olarak genelde ek ders ücreti karşılığında kısmi zamanlı (part-time) olarak çalışan öğretmenlerdir. Her ne kadar dava dilekçesinde davacı vekil öğretmen statüsünde çalıştığını beyan etmiş ise de; dosya kapsamındaki belgeler ve aşamalardaki değerlendirmelerden davacının ücretli öğretmen olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
İnceleme konusu davada, Mahkemece istem kısmen hüküm altına alınmış ise de, okullardan dosyaya bir kısım belgelerin eksik gönderildiği, bazı okullardan da belgelerin hiç gönderilmediği ve eldeki bilgi ve belgelerin karar vermeye elverişli olmadığı görünmektedir. Bu bakımdan; hangi okulda hangi tarihler arasında görev yaptığı hususu davacıya açıklattırılarak, İlçe ...’ndan ücretli öğretmenliğe ilişkin sözleşmeler, görevlendirme yazıları, puantaj cetvelleri, devamsızlık çizelgeleri, ders programları, çalışılan okullardan tüm ücret bordroları ve/veya ücret ödemesine ilişkin tüm belgeler getirtilmeli, davacının hangi okulda, hangi tarihler arasında ve ayda kaç gün üzerinden çalıştığı yapılan ödemelere göre ve yukarıda izah edilen ilkeler doğrultusunda (1 gün=7,5 saat esasına göre) belirlenmeli, davacının çalışmalarının Kuruma eksik bildirilip bildirilmediği hususunda elde edilecek delillere göre bir sonuca varılmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.