20. Hukuk Dairesi 2017/3934 E. , 2018/4722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; dava dilekçesinde; ... mahallesinde bulunan ve tapunun 192 ada ... sayılı parselinde kayıtlı taşınmazda müvekkili ile davalıların müşterek mülkiyet hükümleri gereği malik olduklarını, müvekkil kooperatifin büyük hissedar olduğunu, davalıların bilgi ve onayı dahilinde yapılmış müvekkiline ait binalar olduğunu, davalıların paylarının ifrazı ve taşınmazın belli bir yerinden tefrikinin mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkilinin inşa ettiği binalar üzerinde tasarruf edemeyerek mağdur olduğunu, bu sebeple de dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; tüm dosya kapsamı olan davacının iddiası, davalıların beyanları, tapu kayıtları, keşif sonucunda alınan bilirkişi raporları, 634 sayılı mevzuat ve yerleşmiş Yargıtay uygulamaları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu ... ilçesi, ... mahallesi 192 ada ... sayılı parselde tapuyya kayıtlı taşınmaz üzerinde 10 bloktan oluşan ve S.S. ...Konut Yapı Kooperatifi olarak anılan daire ve dükkanlardan oluşan yapılaşmanın bulunduğu, her bir paydaşa birer bağımsız bölümün düşebileceği, gerek tarafların ittifakı ile hazırlanan kat irtifakı listesi gerekse bu listeye uygun olarak mevcut fiilî kullanım ve gerek davalılar vekillerinin dosyaya sunmuş oldukları yazılı dilekçelerindeki beyanlarından taraflara ait bağımsız bölümlerin rızaen belirlenmiş olduğu, davacı kooperatifin de mevcut kat irtifakı listesine itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle de dava konusu taşınmazın mimarı projesi ve yapı kullanma izin belgesi dosya içerisine getirtilmiş ve davacı vekiline yönetim planı hazırlaması için süre verilerek 15.09.2014 tarihli yönetim planı hazırlattırılmıştır. Alınan bilirkişi raporuyla dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda her bir bağımsız bölümün konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentiler yerinde incelenmek suretiyle değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı belirlenmiş, bağımsız bölümler üzerinde taraflar arasında kullanımdan kaynaklı fiili taksimin mevcut olduğu anlaşılmış olduğundan kura çekilmesine gerek bulunmadığı ve mevcut fiilî taksime göre hazırlanmış kat irtifakı listesine uygun olarak maliklere, kullandıkları bağımsız bölümler özgülenmek suretiyle kat mülkiyetinin kurulması gerektiği ile kat mülkiyeti kurulması suretiyle ortaklığın giderilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 192 ada ... sayılı parselde tapuya kayıtlı taşınmaz üzerindeki ortaklığın kat mülkiyeti kurulmak suretiyle giderilmesine, davacı tarafça hazırlanan ve mahkemece davalılarca imzalanmış sayılmasına karar verilen 15/09/2014 tarihli yönetim planında ekli irtifak listesinde ve 16.05.2014 havale tarihli fen bilirkişisi ..., ve inşaat bilirkişisi ..."nın hazırladığı müşterek raporda belirtildiği üzere; taraflar ile yüklenici arasında düzenlenmiş olan eser sözleşmesinde belirtilen paylar, arsa payları, yapıların yükseklik, bağımsız bölümlerin konumu gibi özellikleri dikkate alınarak tarafların ittifakı ile hazırlanmış olan kat irtifakı listesi ve arsa paylarına göre, bağımsız bölümlerin ivazsız olarak davacı ve davalılar adına özgülenmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerinde ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
...) Öncelikle dava dilekçesi ekinde yer alan vekaletname davacı kooperatif tarafından verilmiş olmamakla; davacı ... Kooperatifi tarafından verilmiş vekaletnamenin dosyaya getirtilmesi gerekmektedir.
2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304 ve devamı maddelerinde "tavzih" kurumu açıkça düzenlenmiş ve aynı Kanunun 305. maddesi, "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmünü amir olup; Mahkemece, gerekçeli kararda davacı ve davalılara ismen özgülenen dava konusu bağımsız bölümler, 19.11.2015 tarihli tavzih kararı ile yeniden düzenlenmek suretiyle davacı ve davalılara ismen özgülenmiş, bu suretle anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılmış, genişletilmiş ve değiştirilmiştir. Buna göre; 6100 sayılı Hukuk Mahakemeleri Kanununun 305/2. maddesine aykırı biçimde hüküm sonucunu değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesi doğru görülmemiş, öte yandan yukarıda anılan yanılgılarla karar verilmesi ve kanunun aradığı şartlar gerçekleşmemesine rağmen hükmün tavzihi, HMK"nın 298/2. maddesinde yer alan, "Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz." hükmüne de aykırı olmakla, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine .../06/2018 günü oy birliği ile karar verildi.