3. Hukuk Dairesi 2014/17128 E. , 2015/3470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2014
NUMARASI : 2013/84-2014/448
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların evli olup, Baran isminde çocuklarının bulunduğunu, davalının başka kadınlarla ilişki yaşadığını, boşanma istemi ile İstanbul Anadolu 4. Aile Mahkemesinin 2010/537 esas sayılı dosyasında açtığı davanın takipsiz bırakıldığını, davalının bu tarihten sonra çocuğu ve eşi ile ilgilenmediğini, maddi yardımda bulunmadığını, bu nedenle davacı eş için aylık 500,00 TL, müşterek çocuk Baran için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, davacı tarafın kusurlu olduğunu, nafaka talep etme hakkının bulunmadığını, ancak müşterek çocuk için gelirininde dikkate alınarak uygun görülecek miktarı ödemeye hazır olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacı için aylık 400,00 TL, müşterek çocuk için aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, davacı eş yönünden verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (Türk Medeni Kanunu md. 186/son).
Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Taraflar hakkında yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, geçiminin babası tarafında sağlandığı, miras kalan evde kira vermeden oturduğu, davalının ise, müzisyenlik yaptığı, devamlı bir yerde çalışmadığı, aylık gelirinin yaklaşık 800,00 TL olduğu, 300,00 TL kira ödediği, menkul ve gayrimenkul malının bulunmadığı görülmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tedbir nafakasının niteliği, davalının tespit edilen gelir durumu, nazara alındığında davacı eş için hükmedilen nafaka miktarı fazla olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. Bu itibarla davalı tarafın temyiz itirazları yerinde görülerek hükmün bozulması gerekmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacının giderleriyle ve nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.